O, yaşadıklarını yazan, yazdıklarını yaşayan bir yazardı. Insanın acımasız, saldırgan, kötü yanlarını serikanlılıkla gözledi ve şiddetin şiirini yazdı. Artık yazamayacağını anladığında ise, hep kol kola yaşadığı ölümle bütünleşti.
Fırtına çıkmadan önceki sessizliği severim. Bana Beethoven'ı hatırlatıyor. Duyabiliyor musun? Sanki kulağını çimenlere dayamışsın da, onların büyüdüklerini duyabiliyormuşsun gibi.
Yolculuk edemeyen insanlara neden acırız? Dıştan genişleyemeyeceklerini için içlerinde de yayılıp genişleyemezler de ondan; kendilerini çoğaltamazlar, böylece kendi içlerinde kapsamlı gezilere çıkamazlar, başka kim ve ne olabileceklerini keşfetme fırsatından yoksun kalırlar.