Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tonton Dede

Tonton Dede
@Huzur8m
;) Asla vazgeçme.. -:) Okuyorum o halde varım.. =)︎ Kitap kokusu ve tabiki sert kahve kokusu.. ÷) Az konuşup çok dinlemeli insan ve tabiki de daha çok okumalı insan..
Sabitlenmiş gönderi
Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım..
Reklam
Maria, diye fısıldadım. Nasıl oluyor da bir insan diğer bir insanı bu kadar çok mesut edebiliyor? İnsanın içinde ne müthiş kuvvetlerin saklı olması lazım..
Sevmek ve hoşlanmak başka istemek, bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki nereden geldiğini bilmediğimiz gibi günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilmeyiz..
Kadınla erkek arasındaki sevgiye hakiki ismini vermemek bir nevi kendimizi aldatmaktan başka bir şey değildi..
Reklam
Fakat karşısındakinin her kanaatini doğru bulup benimsemek için vesile aramakta bir nevi ruh yakınlığı alameti değil miydi?..
Hiçbir insandan, bana verdiğinden fazla bir şey istemeye alışmamıştım..
Hiçbir kadın ihtiras halindeki bir erkek kadar aciz ve gülünç olamaz..
Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz?
Göreceksiniz ya, ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım..
Reklam
- Neden bu kadar dikkatli bakıyorsunuz? dedi. Bu sual, aynı zamanda benim kafamda da canlandı: Nasıl oluyordu da hiç çekinmeden, bir kadına belki ilk defa olarak bu kadar dikkatle baktığımı aklıma getirmeden onun uzun uzadıya seyrediyordum? Ve nasıl oluyor da hala bu suali sorduktan ve gözlerini bana çevirdikten sonra böyle cesaretimi kaybetmeden ona bakmaya devam ediyordum?
Dünyada bundan daha ferah verici bir şey olabilir miydi? Şimdi onunla beraber bu ıslak yollarda yürüyecek tenha ve loş bir yerde oturarak göz göze gelecektik. Ona birçok şeyler, şimdiye kadar hiç kimseye hatta kendime bile söyleyemedim şeyler anlatacaktım..
Yaşamak, tabiatın en küçük komutanışlarını seçerek, hayatın sarsılmaz bir mantıkla akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir âna bir ömür kadar çok hayatta olduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak..
Eskiden her insan hakkında hiçbir esasa dayanmadan, sırf mukavemet edilmez bir hissin, bir peşin hükmün tesiriyle nasıl "Bu beni anlamaz!" demişsem, bu sefer bu kadın için gene hiçbir esasa dayanmadan, fakat o yanılmaz ilk hisse tabi olarak, "İşte bu beni anlar!" diyordum..
Bu kadının karşısında her şeyimi ortaya dökmek bütün iyi ve fena kuvvetli ve zaaf taraflarımla en küçük bir noktayı bile saklamadan çırçıplak ruhumun onun önüne sermek için sabırlanıyordum. Ona söyleyecek ne kadar çok şeylerim var ki bunların bütünü ömrümce konuşsam bitmeyecek sanıyordum..
Ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza hesaplarımıza tanışmaya lüzum bile görmeden meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya ruhumuzla yaşamaya başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafı bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için her şeyi çiğneyerek birbirine koşuyordu..
965 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.