İnsanoğlu eninde sonunda insandır. Onları istediğiniz kadar yükseltin, daha önemli mevkiilere getirin, İpek kaftanlarıyla kokartlı şapkalarını aldığınız zaman eski ağırbaşlılıklarını kaybedecekler(...)
Doğaya ve insanlara bakıp her şeyi kasvetli gören insanlar haklıdır. Ne var ki bu karanlık ve kasvet onların kendi tasalı ruhlarının ve görüşlerinin rengini yansıtır. Gerçek renkler inceliklidir. Seçebilmek için daha açık bir görüş ister.
-"Spoiler" içerir-
Rosie Projesi'nin başları ve sonları basit hatalar içerse de beğenilebilecek düzeydeyken yazım dili, çevirisi ve karakter çizimleri için aynısını söyleyemeyeceğim.
Yazım dili -çeviriden kaynaklanmasını diliyorum- fazla basitti ve bazı kelimeler sanki ilk kez kitap okuyan biri için yerleştirilmiş gibiydi, müstehcen sahne içermemesine rağmen içinde "s.ks" kelimesini en çok gördüğüm roman oluşuyla ilkokul öğrencilerine yönelik bir kitap olduğunu da pek zannetmiyorum.
Karakter oluşumlarıyla alakalı özellikle Rosie'yi hiç sevmedim. Başlarda "dik saçlı", "garip kıyafetli", "eşcinsel barında çalışan" biriyken birden aslında psikoloji doktorası yapan, gömlek giyen, "sosyal açıdan garip" bir dahiyi seven ve çalıştığı yerler de bar değil laboratuvar olan bir hanım kızımız oldu. Ayrıca Phil'e olan tavrı o kadar kötüydü ki okurken ben utandım.
Uzun lafın kısası eğer klişe severim, ufak mantık hataları ve basit üslup beni bozmaz diyenlerdenseniz okumanızı önerebilirim ama bunlar size uygun değilse iyi kurgulanmış çocuk klasikleri sizler -ve ben- için çok daha iyi bir seçenek olur.
Not: Gene berbat biri, Claudia <3
Tarık Buğra Küçük Ağa, vermek istediği mesajı anlatma konusunda oldukça başarılı. Yazarın bir "destan" değil "romanlardan bir roman" yazma amacına ulaşmış olduğu rahatlıkla dile getirilebilir. Kurtuluş mücadelesine olan gerçekçi ve geniş çaplı bakış açısını beğendim. Benim için kitabın beğenmediğim kısmı akıcılık unsuru. Salih'ten bahsedilen kısımların ardından -sanırım ilk 50 sayfadan sonra- kitapta akıcılık yok. Sanırım o dönemin Kurtuluş mücadelesini anlatan eserlerimizin genel sorunu bu. Dönem romancılığı çok gelişmiş sayılamayacağından insan bu eserleri okurken istemeksizin sıkılıyor ama Tarık Buğra'nın diğer öykü ve romanlarının böyle olduğunu düşünmüyorum. Fakat elbette eserin Kurtuluş mücadelesini anlatan diğer kitaplarla kıyasla daha yumuşak ve anlaşılabilir olduğu söylenebilir.
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 20159,9bin okunma
Her insanın ölünceye kadar yapabileceği bir şeyler vardı. Her insan da, kör topal bunu yapıyordu. Mesele iyiyi kötüden ayırabilmekteydi ve her şeyin, ama her şeyin iyisi de, kötüsü de oluyordu.