Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

xenitis

xenitis
@Kendizzy
4 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
İnsan küçümsüyorsa savaşamaz; emir verdiği, bir şeyi kendinden aşağı gördüğü noktada savaşmamalıdır.
Reklam
Merhamet yalnızca decadent’lar için bir erdemdir. Merhametli olanları utanmayı, saygıyı, mesafeli olma nezaketini kolayca yitirdikleri için merhamet bir anda avamı çağrıştırdığı ve görgüsüzlükle karıştırılacak kadar benzeştiği için kınıyorum.
Peki yetkinlik aslında nasıl teşhis edilir? Gördüğü, duyduğu, yaşantıladığı her şeyden içgüdüsel olarak kendi sonucuna varır. Her türlü uyarıcıya yavaşça, uzun bir ihtiyat ve kasti bir gururun onda ateşlediği o yavaşlıkla tepki verir. Yaklaşmakta olan uyarıcıyı uzaktan sınar; onu karşılamak için ilerlemeyi düşünmez. Ne talihsizlik ne de suça inanır. Kendisiyle ve başkalarıyla başa çıkar, unutmasın bilir. Öyle güçlüdür ki her şey onun iyiliğine olur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan hayatını işler değil sözler yönlendirir. Bir şey yapma ya da yapmama imkanından ziyade farklı meseleler üzerine aralarında belirledikleri kelimelerle konuşmayı severler. Çeşitli şeyler, varlıklar ve nesneler, hatta toprak, insan ve atlar için kullandıkları ve pek mühim saydıkları kelime benim kelimesidir.
Ah, güzelim! İnan ki, akıllılık dedikleri, çoğu zaman, Önünü göremeyen bir kendini beğenmişliktir.
Reklam
Bir insan, yeterli nedenlerle, kendine daha geniş ufuklar açmak yolunda kendi ayaklarının üzerinde ilerlemesi gerektiğini hissedebilir ve yaşamının önüne koyduğu tüm biçimlerde, koşullarda ve tarzlarda aradığını bulamayabilir. Böyle durumlarda tek başına yürür. Arkadaş olarak kendini seçer ve , tümü de, aynı yönde olmayan değişik düşünceler ve eğilimlerle dolu kendi grubuna hizmet eder. Aslında, bazen kendini bile tanıyamaz ve ortak hareket edebilmek için çoğul amaçlarını birleştirmede çok zorlanır. Bu aşamada toplumsal biçimlerce dıştan korunsa da, içindeki çoğula karşı savunmasızdır. İçindeki kopuklukların, onun vazgeçmesine ve çevresinin kimliğine kaymasına yol açması da olasıdır.
Bir birey nekadar yapay sahiplenmelere yönelirse, önemli şeylere karşı duyarlılığı ve yaşamdan elde ettiği doyum o kadar azalır. Kısıtlı amaçları olduğu için kendisini kısıtlanmış hisseder. Bunun sonucunda da kıskançlık ve haset duygularına kapılır.
Bizim bütün bilincimiz neredeyse kavranan nesnenin dünyada bir tasavvur olarak göründüğü araçtan fazla bir şey değildir. Bu sebepten ötürü saf iradesiz bilgi için kendi bilincimizin kaybolması zorunludur. Çünkü biz dünyayı bütünüyle nesnel bir tarzda ancak artık ona ait olduğumuzu bilmediğimizde kavrarız.
Sayfa 10