Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Siyahi Attar

Bir Siyahi Attar
@Kitapanne11
Elimizden kitaplar alınsa hangi yöne giderdik acaba ? Bence koyu bir karanlığa...
4 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Hiçbir devir sadece iyi ya da sadece kötü değildir. İki belirgin hat halinde bütün insanlık tarihi boyunca uzanır iyi ile kötü. Çoğu zaman da iç içe geçerler.
Reklam
" Herkes tarihin akışına kapılıp gidemiyor Sofie. Bazıları durup ırmağın kıyılarında biriken şeyleri toplamak zorunda. "
Bir Siyahi Attar

Bir Siyahi Attar

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Eşimi Anlamak İstiyorum
Eşimi Anlamak İstiyorumSaliha Erdim
8.8/10 · 379 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Doğu'da pasif kalma ve inziva, dini idealler olarak görülür. Yunan dünyasında da ruhun kurtuluşu için insanın çileci bir yaşam sürmesi, yani yoğun dini duygularla dünyadan el etek çekmesi gerektiğini savunanlar çoktu. Ortaçağ manastır yaşamının bazı özellikleri Yunan - Roma dünyasında yaygınlaşmış bu tür tasavvurlara bağlanabilir.
Reklam
Diller akraba olduğunda, genellikle düşünceler arasında da akrabalık görülür.
Kinikler
Sokrates'le ilgili bir olay anlatılır: Pazar yerinde, mallarla dolu bir tezgahın önünde öylece durmuş ve sonunda bağırmış: " İhtiyacım olmayan ne kadar çok şey var burada! "
Etik
" Aristoteles mutluluğun üç şekli olduğunu düşünmüştür. Bunların ilki bir haz ve keyif hayatıdır. İkinci biçim özgür ve sorumluluk sahibi bir yurttaş olmaktır. Mutluluğun üçüncü biçimi ise bir araştırmacı ve filozof olarak yaşamaktır. İnsanın mutlu bir yaşam sürebilmesi için bu üç mutluluk biçiminin bir arada bulunması gerektiğini vurgular Aristoteles. Her türlü tek taraflılığı reddetmiştir. Bugün yaşayacak olsa herhalde derdi ki, sadece bedenine bakım yapan biri de sadece kafasını kullanan kadar tek yanlıdır - ve dolayısıyla yetersizdir. Bu iki uç hatalı bir yaşam tarzının sonuçlarıdır. "
Bir Siyahi Attar

Bir Siyahi Attar

, bir kitabı okumaya başladı
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder
8.6/10 · 36,8bin okunma
555 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ana Hatlarıyla İslam Tarihi 4
Ana Hatlarıyla İslam Tarihi 4Adem Apak
8.9/10 · 372 okunma
Reklam
Harun Reşid dönemi israfın boyutu.
Tarihçi Mes'ûdî bu hususta dönemin devlet ricalinden Mehdî'nin oğlu İbrahim'den ilginç bir rivayet zikreder: " Rakka'da Reşîd bana misafir olmuştu. Adeti üzerine sofrada soğuk yemeklerden önce sıcak yemekler yerdi. Sıcak yemeklerden sonra soğuk yiyecekler konunca, bunların içerisinde küçük parçalar halinde balık etleri gördü. Ardından bu balık etlerinin niçin bu kadar küçük doğrandığını sordu. Bende bunların balık değil, her birinin balık dili olduğunu bu sebeple küçük göründüğünü söyledim. Bunun üzerine aşçı başı yemeğin içinde yüz elliden fazla balık dili olduğunu söyledi. Halîfe yemekte kullanılan balıkların fiyatlarını sorduğunda aşçı ona maliyetin bin dirhemden fazla olduğu cevabını verdi. Ayrıca sofrada yemeğin ikram edildiği altın tabağın fiyatı da iki yüz yetmiş dinardı. " Mes'ûdî, Mürûcü'z-Zeheb, 3, 373
Sayfa 132Kitabı okudu
" Bağdat'ın inşa masrafının yaklaşık beş milyon dirheme ulaştığı rivayet edilir. Bu faliyette birçok işçi, mühendis ve usta hizmet vermiştir. Çalışanlar arasında en tanınmış olanları ise şehrin planını çizmekte hissesi olan Haccâc b. Ertât ile İmâm Ebû Hanîfe idi. Ebû Hanîfe'nin inşaat esnasında tuğla ve kerpiç sayımında hizmet gördüğü zikredilir. Rivayete göre o, inşaat malzemesinin miktarının tespitinde tek tek saymak yerine, metre kare ile hesaplamaya benzer yeni bir usul geliştirmiştir. " Taberi, Tarihi, 7, s. 619.
" Tarihte Ebû Müslim gibi devletlere hizmet etmiş, hükümranların tahtını korumuş olan komutanların sonunun genellikle bu şahsın akıbetinden farklı olmadığı görülür. Bunun sebebini şöyle açıklamak mümkün olur: Bu gibi komutanlar, bizzat savaşlara katılıp askere maaşını verdikleri için bu durum onların asker arasında büyük bir otorite ve saygınlık kazanmalarına sebep oluyordu. Komutanlar şansları yaver gidip zaferler elde ederek devletin kurulması ve korunmasında büyük roller oynadıkları zaman da devlet üzerinde sınırsız bir nüfuz elde ediyorlardı. Onların toplum içindeki güç ve nüfuzunu gören halifeler ise bunun kendi iktidarları için tehlikeli olduğunu düşünerek onlara engel olmak istiyorlardı. Eğer halife güçlü bir siyasetçi olursa bu durumu ortadan kaldırıyor, eğer değilse bir süre tahammül ediyor, fırsatını bulduktan sonra kaçırmıyordu. Tabiî bir komutanın eline geçen bazı fırsatları değerlendirmek istemesi de normal bir olay olmalıdır. " Hudarî, Muhammed, ed-Devletü'l- Abbâsîyye, s. 56.
2020 OKUMA HEDEFİ
1/11 kitap - %9 tamamlandı
1 kitap okudu
11 kitap
555 sayfa
0 inceleme
9 alıntı