Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Tilbe Sena Ormanlı
Tilbe Sena Ormanlı
@Kitaplarv
Wattpad'te:@Tilbesena1 VEDASIZ
243 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere Stefan Zweig'dan Korku kitabının yorumu ile geldim.Öncelikle konusundan bahsedeyim.Irene,bir şehvete kapılıp zengin ve avukat kocasını aldatmıştır.Daha sonra bir gün metresinin evinden çıkıp kendi evine doğru korkuyla ilerlerken,karşısına bir kadın çıkar.Kadın,metresinin sevgilisi olduğunu ve eğer
Dikkat..Spoiler içerir.. :)
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün Asi Çakıltaşı serisinin 4.kitabı hakkında yorum yapmaya ve bu mükemmel seriyi sizlere övmeye geldim.. :) Öncelikle ilk üç kitabın yorumlarını profilimden bulabilirsiniz.Asi,bu kitapta annesinin kaybını yaşadı.Hem de en acı şekilde.İntihar ettiğini gören Asi'nin bu sefer iyi olamayacak dediğini duyar gibi oldum yazarımızın.Ama bu doğru değildi tabii ki.Çünkü onun canı vardı.Karan Ali Çakıl'ı vardı.Karan'da çok acı şeyler öğrendi tabii ama Merve'ye kıyamaması ve sırf acı çekmesin diye kendi acılarını yansıtmamaya çalışması beni çok hüzünlendirdi.Aynı zamanda aşkın ne kadar büyük olduğunu anlamama neden oldu.Çünkü ikisi de resmen birbirleri için her zaman oradaydı.Üstelik yeni yılda birbirlerine dövme yaptıkları sahne çok güzel ve özeldi.Birbirlerini buldukları yaşı nefes ve soluk boşluklarına yazmaları o kadar anlamlıydı ki.Bu seride betimleme çok fazla var.Gerçekten normal bir kitaptan daha fazla.Ama bu asla kötü bir anlam katmıyor.Hatta bence kitaba anlam katıyor.Sanki eski dönemlerden,edebiyat kokan bir kitabı okuyormuş gibi hissettiriyor.Gerçekten böyle kitapları çok seviyorum.Kitapların tasarımları ise bambaşka.Şu ana kadar okuduğum kitaplar arasında en sevdiklerim oldu diyebilirim.Kapağıyla,konusuyla,anlatımıyla hala bu mükemmel seriyi okumadıysanız hiç beklemeyin derim.. :) Benim puanım tabii ki on üzerinden bin.. :)
Dikkat spoiler içerir.. :)
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere Asi Çakıltaşı 3.perdeden bahsetmek istiyorum.Öncelikle Asi ve Karan biraz daha bağlıydı birbirlerine karşı.Karan,Asi'yi,Asi ise Karan'ı o kadar çok seviyor ki bu kitapta gerçekten bunu okuduk.Sadece son sahne keşke olmasaydı dedim.Herşeyin Merve üzerine yıkılması beni gerçekten çok
Okur Takip Önerileri
Herkese merhabalar sevgili okurlar.Bugün sizlere Uçaktaki Yabancı kitabını (Miles High Kulubü serisinin birinci kitabı) yorumlayacağım.Öncelikle kitaplar tek kitap şeklinde yani her kitap bir başka karakterin hikayesini anlatıyor.Bu kitapta Jameson Miles ve Emily Foster’ın hikayesini okuyoruz.Öncelikle konusundan bahsedeyim sizlere.Emily,eski
Dikkat Spoiler içerir
Merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere Siyam:Kanbeyaz kitabını yorumlayacağım.Siyamın ikinci kitabında,Karaca aslında herşeyi öğreniyor.Kunt’un babasının kim olduğunu,Ali Baran yani Kunt’un abisinin kim olduğunu ve en önemlisi eşinin kim olduğunu öğreniyor.Anlamadığımız daha doğrusu yazılmayan birkaç nokta var.Öncelikle ondan bahsetmek
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere Beyza Aksoy’dan Siyam(kış güneşi)adlı kitabı yorumlayacağım.Öncelikle konusundan bahsedeyim sizlere.Karaca’nın abisi bir boksördür.Abisi ile arası çok iyidir aslında Karaca’nın ama altı yıl önce evi terk etmesiyle bir daha görüşememişler.Kendisi de tıp öğrencisi.Bir gün hastanedeyken bir anons duyar.Abisinin dövüşeceği yerde biri yaralanmıştır.Karaca gitmeye karar verir.Orada abisinin rakibi Kunt Vidar Karyeli ile karşılaşır.Yaralanan o dur.Yarasını diker ve maça çıkmaması ile ilgili uyarısını yapar.Ancak Kunt onu dinlemez.Tüm olanlardan sonra maalesef Karaca abisini kaybeder.Bunun nedeni olarak önce Kunt’u bilir ancak işler hiç de sandığı gibi değildir.Kunt masumdur.Ve kendisine yardım edeceğini,abisini aslında öldürenin ne olduğunu bulacaklarını söyler.Ancak Karaca’nın habersiz olduğu şey,hem abisinin hem de Kunt’un aslında hiç göründükleri gibi olmadıklarıydı.Bu işe girmesinin doğru olup olmadığını bilemeyen Karaca,sağ çıkabilecek midir sizce?Benim yorumuma gelecek olursak,kitabı çok beğendim.Önceleri kitabın sıkacağını düşünmüştüm.Ama Beyza Aksoy’un yazım dili,anlatım şekli gerçekten çok güzeldi.Normalde içinde aşk yok gibi duruyor ama Karaca ile Kunt’un arasındaki çekimi okumak o kadar güzeldi ki.Sanki klasik bir kitap okumuyormuşum gibi hissettirdi.Dün üçüncü kitabını da alarak seriyi tamamladım ancak devamı gelecekmiş sanırım.İsterse on kitap olsun ben yine okurum gibi sevgili okurlar.Eğer sizde kendinizi edebiyat dersinde gibi hissettiren bir kitap okumak isterseniz.bence Siyam tam size göre.Benim tabii ki puanım on hatta yüz. : )
Herkese merhabalar.Bugün yine bir Stefan Zweig klasiği yorumu ile geldim.Kitabımızın adı “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu”.Öncelikle konusundan bahsedeyim sizlere.Adından da anlaşılacağı üzere bu aslında bir mektup.Bir kadının,bir adama küçük yaşta aşık olup,takıntılı bir şekilde ona aşık olmasını ve bundan haberi bile olmayan adama hislerini(seneler süren hislerini)dile getirip,bir mektup yazmasını okuyoruz sevgili okurlar.Ben açıkçası normal Zweig klasiğine göre bir tık daha az sevdim.Çünkü,kadının sürekli olarak adama aşık olmasını ancak sadece takıntılı bir şekilde onu takip ettiğini ama yıllar boyunca adama kim olduğunu hatırlatmamasını okuyoruz.Sebep olarak da,adamın kendisini ayak bağı olarak görmesini istememesi.Kadın neden hiçbir şey söylemeden adama kendini sanki aklını okuyabilir,onu görebilirmiş gibi davranmasını anlayamadım açıkçası.Belki hislerini çok daha önceden söyleseydi herşey değişebilirdi.Kadının başına gelen onca şeyi okurken o kadar hüzünlendim ki takıntının bir kimseyi nerelere götürebileceğini okumak bana kendimi hüzünlü ve kötü hissettirdi.Zweig,kitaplarını genelde hüzünlü bitiriyor ona alıştım zaten ama ucu açık bir şekilde bırakıyor.Yani devamında ne olacağını sizin düşünmenizi istiyor gibi bir düşüncem var.Kitaba on üzerinden dokuz veriyorum çünkü bir tık mantıksız buldum ama tabii ki yazım dili yine şahaneydi.On sekiz yaş ve üzerine önerebileceğim bir kitap olduğunu belirtiyor,iyi okumalar diliyorum.
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,7bin okunma
Spoiler içerir.Mutlaka okunması gerekiyor. :)
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere klasik bir kitabın yorumu ile geldim.Stefan Zweig okumaya başladığımdan beri klasik okumalarım artış gösterdi.Her türlü kitabı okumamız gerektiği bilinci ile yavaş yavaş okumaya çalışıyorum.Bu sefer ki kitabımızın adı “Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat”Öncelikle konusundan bahsetmek isterim sizlere.Başlangıçta kitabı anlatan kişinin Fransa’da elit bir kesimde olduğunu ve bir kadının kocasını ve çocuklarını terk ederek bir adama kaçmasından dolayı onu savunduğu için o elit grup ile kavga etmesiyle başlıyor.Daha sonra Mrs.C adında bir bayanın dikkatini çeken ana karakterimizle konuşma kararı alıyor.Daha önce kendisini değersiz hissettiği ve keşke hiç yaşamamış olsam dediği bir yirmi dört saati adama anlatma ricasında bulunuyor.Yıllardır kendisini suçlu hissettiğini,adamın konuşmalarından yola çıkarak onu anlayabileceğinden bahsediyor ve başlıyor anlatmaya.Hikaye beni gerçekten içine çekti diyebilirim.Bir sonraki sayfada ne olacağını merak etmeye başladığımda gerçekten heyecanlandım okurken.Tanıştığı adamın kumarbaz olduğundan,kendisini ona yardım etmeye mecbur hissetmesinden ancak adamın ona hiç onun adama duyduğu tutkuyu duymadığından,bunun onu ne kadar üzdüğünden bahsetmesi beni çok üzdü.Zweig,anlatım gücü o kadar yüksek birisi ki kısacık bir hikayeyi bile sanki beş yüz sayfalık bir roman okumuş gibi hissettirmeyi çok iyi başarıyor.Bence eğer klasik okumaya başladıysanız bu kitapla başlamak en doğrusu olacaktır.Ancak bunu her Zweig kitabında söylemem ayrı bir ironi. :) Gerçekten iyi ki başlamışım okumaya.Benim puanım tabii ki on üzerinden yüz.. :)
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,5bin okunma
Dikkat spoiler içerir.
Herkese merhabalar.Bugün sizlerle Asi Çakıltaşı serisinin 2.perdesinden yorumlarımı paylaşacağım.Öncelikle,ikinci perdeyi,birinci perdeden daha çok sevdiğimi belirtmeliyim sevgili okurlar.Daha çok Merve ve Karan sahnesi odaklı olduğu için daha hoşuma gitti.Ben ilk baskılarını da almıştım yıllar önce.Ama bu baskıları da çok güzel.Binnur Şafak
2024 favorisi oldu kesinlikle..Okumadan geçmeyin derim.
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere çok ama çok sevdiğim Sevgili Limon Çiçeği adlı kitabı yorumlayacağım.Öncelikle konusundan bahsedeyim,Ecrin bir kitapçıda çalışır ve karşısındaki Limon Sahaf,dikkatini çeker ve sahibinin bir konuşmasına şait olur.Limon Sahaf'ın sahibi,Meriç'in popüler kitaplar hakkında atıp tuttuğunu duyan Ecrin,bu duruma kızarak fikrinin yanlış olduğunu söylemek ister.Ancak hiç de beklediği tepkiyi alamayan Ecrin,Meriç'in onu sahaftan kovmasına ve kapıyı sertçe yüzüne kapatmasına çok bozulur.Bununla birlikte sahafa bir mektup gönderir.Ne kadar kaba ve küstah bir adam olduğunu özellikle vurgulayan Ecrin,onu yanıltmak konusunda kararlıdır.Ecrin,her türlü kitabın okunması gerektiğini düşünür.Popüler bir kitap olması,onların kötü olduğunu göstermediğini iletmek ister aslında.Ancak sahaf sahibi Meriç'in edebiyat konusunda çok belirgin çizgileri vardır maalesef.Sizce Ecrin o çizgileri silebilmiş midir?Kendi yorumuma gelecek olursam,sanırım Küçük Mucizeler kitabından sonra en sevdiğim Betül Güçlü romanı oldu.O nasıl bir naifliktir,resmen aşık oldum.Kitapta hem klasikleri hem de popüler kitapları savunan Ecrin'i öyle çok sevdim ki.Ayrıca anne ve babasını kaybettiği için kendi içindeki hüsranı,ancak Meriç'e aşık olduktan sonra bu sert tavırlarını bırakıp çevresindeki ailesine ve özellikle de Meriç'e olan sevgisi için uğraşmasını okumak çok güzeldi sevgili okurlar.Kapak tasarımına bayıldığım,karakterlerine ve konusuna bayıldığım bu roman şimdiden favorilerim arasına girdi bile.Benim puanım on üzerinden yüz... :)
Spoiler içerir.
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere Nagihan Gökçe Kabal'ın Saklambaç adlı romanını yorumlayacağım.Öncelikle konusundan bahsedeyim.Daha sonra sevip sevmediğimden ve neden dört puan verdiğimden.Ansel adlı kızımızın ağzından anlatılıyor kitap.Ara sıra diğer arkadaşlarına da dönüyor ancak yüzde doksan oranında Ansel anlatıyor
2024 yılı ilk kitabına muhteşem bir başlangıç <3
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere kalemini çok sevdiğim Binnur Şafak Nigiz'in Asi Çakıltaşı 1.perde kitabını yorumlayacağım.Öncelikle söylemeliyim kitabı çok sevdim.Asi Merve Karakuyu,bir üniversite seminerinde Karan Ali Çakıl ile tanışır.Ancak bu normal bir tanışma değildir.Çünkü Merve öyle bir soru sorar ki tüm ilgiyi kendine çeker.Daha sonra bir gün babası ona çok kızdığı için eve gelmemesini söyler.Ne yapacağını bilemeyen Merve,yağmurun altında bir kaldırıma oturur ve birden Karan gelir.Daha o zamandan başlayan ilişkileri Karan'nın Merve'ye bağlanması ve onu koruması ile başlar.Aslında ikisi de çok inatçı ancak bir o kadar da yaralıdır.Yaraları anne ve babalarıdır ikisinin de.Özellikle Merve,öyle acı bir şekilde yaşar ki Karan'nın onu kanatları altına almasından başka çaresi kalmaz.Benim yorumuma gelecek olursam,çok güzel işlenmişti.Yıllar önce eski baskısından okumuştum ama çok özlemişim.Açıkçası yazarın en beğendiğim serisi olabilir.Karan ve Merve'nin birbirlerine olan sevgisini her satırda iliklerinize kadar hissediyorsunuz.O kadar inatçılar ki bunu dile getirmeseler de çok belli ediyorlardı.Özellikle Karan'nın Merve'ye sürekli lakap takması çok hoşuma gitti diyebilirim.Karan'nın da ailesi tarafından yüzü hiç gülmemiş.Ancak biliyorum ki Merve her zaman onunla olacaktır.Ben kesinlikle bu seriyi öneriyorum ve diğer kitapların da teker teker yorumları gelecek.Beklemede kalın. :) Puanım onda bin... :) İyi okumalar dilerim...
Spoiler içerebilir ancak kitap şahane.. :)
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere Işıltılı Tanrılar'ı yorumlayacağım.Öncelikle daha önce Hades ve Persophene ilişkisi olan bir kitap daha okudum.Bu kitap biraz daha romantik ögeleri ağır basan bir romandı.Ve önceden söyleyeyim yorum spoiler içerecek o yüzden okumak istiyorsanız haberiniz olsun.Hades ve diğer on üç tanrıların ünvanı tanrı oldukları için değil babadan oğula geçen bir sıfat sadece.Yani hem Persophene hem de Hades insan.Persophene'nin annesi,kendine irtibat kazanmak için Zeus ile evlenmesini ister.Ancak bilinen o ki,Zeus tam bir kadın düşmanı ve asla onunla evlenmek istemez.Bu nedenle kaçar ve kendini aşağı tarafta bulur ve tabii ki Hades ile karşılaşır.Daha ilk andan ondan etkilenen Hades,hem kendini hem de halkını riske atmak istemiyordu ancak Zeus,annesini ve babasını öldürdüğü için intikam ister.Bu onun için biçilmiş kaftan olur.Hem onu sinirlendirecek hem de Persophene'nin onunla evlenmesini önlemiş olacaktır.Bunu Zeus'a net bir şekilde iletmek isteyen Hades ve Persophene bir anlaşma yaparlar ancak ikisi de bu anlaşmanın aşkla biteceğinden habersizdirler.Bence bazı şeyler sonlara doğru rayına oturdu diyebilirim.Özellikle Persophene'nin annesi hiç beklediğim gibi biri çıkmadı.Aslında o kadar da kötü biri değilmiş.Bencil olduğu yüzde yüz doğru ancak hiç kızlarını düşünmüyor da değilmiş.Hades'i çok tatlı buldum açıkçası.Birlikte pazarda döner yemeleri gülümsememe sebep oldu. :) Herşeyi ile güzeldi sadece dediğim gibi fantastik veya mitolojik bir kitap değil isimler sadece ünvan olarak verilmişti.Onun haricinde güzel bir romance kitabıydı.Bu tarzı sevenlere önerebilirim.İyi okumalar dilerim.
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün yeni bir kitabın yorumu ile geldim.Binnur Şafak Nigiz’den İhtilal adlı kitabı.Öncelikle yazarın yazım diline hakimim ve çok ama çok seviyorum.Umarım bir gün kendisi ile de tanışabilirim.İhtilal’in konusundan bahsedecek olursam,Zeliha hukuk öğrencisidir ve bir gün ders çalıştıktan sonra çok sevdiği Kestane’yi
Dikkat..Spoiler içerebilir sevgili okurlar...
Herkese merhabalar.Bugün sizlere daha önce yani yaklaşık dört yıl kadar önce birinci ve ikinci kitabının yorumunu paylaştığım bir seriden,benim çok sevdiğim ve bittiğinde çok üzüldüğüm Yabancı Elyel'den bahsetmeye geldim sevgili okurlar.Bugün son defa Yabancı'dan bahsedeceğim.Kitap hakkında çok fazla olumlu yorum okudum ama tabii ki
