Kusursuz güzellikte insanlar hep kusursuz mutluluğa sahip olurdu, değil mi? Kristy bunu kanıtlanmasına gerek olmayan, bariz bir gerçek olarak görmüştü hep...
Belki de kusursuz olmak da farklı türden bir mutsuzluğa yol açardı.
“Senin dertlerinin yanında, sınırlarda yaşananların ve büyünün zayıflamasının yanında, kendi dertlerim çok komik kalıyor, değil mi?”
“Eğer sana acı veriyorlarsa,” dedi, kemiklerimi okşayan bir sesle, “komik olduklarını sanmam.”
Artık küçük bir oğlan çocuğu olmayan Dashnaglı Rath'den öteki dünyadan gelen kemancı Mik ve kuklacı Zuzana'ya, Hazael'e özlemleri hiç dinmeyecek Akiva'yla Liraz'dan, şansı hep yaver giden Kirinli Ziri ve daha önce hiç savaşçı olmamış Issa'ya kadar hepsi oradaydı. Ve tabii Karou.
Bir ömür önce bir savaş meydanında ölmekte olan bir meleğin yanına diz çöküp gülümseyerek bu hikayeyi başlatan Karou.
Bugün dünyada kimse öldürülmedi. Bir aslan doğum yaptı. Bir uğur böceği yavruladı. Aşık bir kız bütün sabah hayallere dalarak işlerini aksattı ve kimse ona kızmadı.
Sıkıcı bir günden daha şahanesi olabilir miydi?
Teşekkürler, diye geçirdi içinden. Duygularımla yüz kaslarım arasındaki irtibatsızlığa neden olduğunuz için çok sağ olun. Aklımı kaçırmıyormuşum gibi yaparken çok işime yarıyor.