---DİKKAT HAFİF SPOILER İÇERİR---
Harika bir roman, vasat bir polisiye. Ahmet Ümit gibi üretken ve zeki bir yazardan, insan her seferinde daha da iyisini bekliyor. Yükselen beklenti ile de, kitaplara ön yargı ile yaklaşıyoruz sanırım.
Ahmet Ümit, romanlarının çoğunda seçtiği ilginç temalarla ilgimizi taze tutar ve bu temaya dair yaptığı kapsamlı araştırmalarla bize hep yeni bir şeyler öğretir. Fakat maalesef bu romanda, milletçe yaşadığımız sosyokültürel problemlere o kadar yoğun değinilmiş ki, bizim ilgimizi çeken ilginç temalar ortadan kaybolmuş. Suriyeli göçmenler, organ ticareti, çocuk istismarı, toplumsal linç gibi konular hikayenin göbeğinde. Yanlış anlaşılmasın, bu değişim kötü bir şey değil. Yalnızca alışageldiğimiz anlayışının dışında. Ahmet Ümit bu durumun da hakkından gelmiş, gayet akıcı, empati kurmaya müsait, vurucu ve merak unsuru yüksek bir roman ortaya çıkarmış. Ama yine de insan, Beyoğlu Rapsodisi'ndeki gibi minik bilgi notları aramıyor değil :)
Ayrıca ne şiş yansın, ne kebap mantığıyla da yazılmış bir roman da değil bu. Toplumsal problemlerimize değinirken, yazarın hiçbir kesime yaranma çabası yok. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyor.
Ama polisiye kısmında birazcık hayal kırıklığına uğradığımı söylemem gerekir. Tek yıldızı da bu sebeple kırmak zorunda hissettim. Bu romandaki en temel eksiklik bence buydu.
Ahmet Ümit'in tarzını seven okuyucular, bu kitapla da hayal kırıklığına uğramayacaklar. Hala cesur, hala düşündürücü, hala sürükleyici. Fakat biraz daha az polisiyeli :) Herkese iyi okumalar dilerim...