Dünyada keşfetmeye meraklı olmayan tek bir insan bile yoktur. Her şey acıyı, tuzluyu, eğriyi, düzü, pürüzü, gökkuşağının rengini ve alfabenin yirmi küsur harfini keşfetmeyle başlar; ardından sıra simalara, haritalara, hayvanlara ve yıldızlara gelir; en sonunda insan ya kuşkuyla dolar ya da imanla, üstelik önceden ne kadar cahil olduğu sonucuna ulaşması da neredeyse kaçınılmazdır.
Her hazanda birbiri üzerine dökülen ağaç yaprakları gibi insanlarda birbiri ardına toprağa yatarak yok oluyor. Bu değişmez, umumi bir kanun... Niçin endişe etmeli? Şu dünyada erilen başka ne var? Hayat yalan... Ölüm hakikat...