Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Life…

Life…
@Life_History
Değişim, kişi olmadığı bir şey olmaya çalıştığında değil, zaten olduğu bir şeye dönüştüğünde yaşanır. Arnold Beisser İ.Ü. Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Psikoloji Felsefe Sosyoloji
Life…
Bir kitabı okumaya başladı
Makalat
MakalatHacı Bektaş Veli
9.3/10 · 294 okunma
Reklam
230 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
İnsan Doğası
İnsan DoğasıAlfred Adler
8.3/10 · 159 okunma
İnsanoğlu için yapılması en güç şey kendini bilmek ve değiştirmektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendisini değiştirmesi için bir insana yardımcı olma işi basit bir şey değildir. Yardım arayan kişi bunu başka birinin kişisel gururunu beslemek için yapmadığından belli ölçüde iyimserlik ve sabır, hepsinden fazla da alçakgönüllülük gerektirir.
En yaşlı olan her zaman en akıllı olan değildir! Bazı güçlüklerden kaçınmayı ve başkalarına karşı felsefi bir tutum geliştirmeyi öğrendiğimiz doğrudur ama genelde bunun bir sonucu olarak davranış kalıbımız değişmez. Gerçekte deneyimlerimizi kendimizin biçimlendirdiği bilinen bir şeydir; herkes neyi ve nasıl yaşayacağına kendi karar verir.
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Felsefe ve Psikoterapi
Felsefe ve PsikoterapiErtuğrul Köroğlu
6.4/10 · 21 okunma
Kimi zaman, bir tartışma, inandığımızın tam tersi bir bulgu veriyor gibi görünür. Bunun gibi bir tartışmaya karşıtlam (çatışkı, paradoks) adı verilir. Sözgelimi, altıncı yüzyılda yaşamış olan Giritli düşünür Epimenides, "Bütün Giritliler yalancıdır" demiştir. Söylediği doğruysa, yalan söylüyor demektir ve söylediği yanlıştır. Bu karşıtlam, "yalancı karşıtlamı (paradok- su)" olarak bilinir.
Karşıtlam için bir örnek vardır: Beklenmedik sınav: Mantık profesörü sınıfta şöyle söyler: "Gelecek hafta bir sınav yapacağım. Ancak bu, günü belli olmayan, beklenmedik bir sınav olacak. Beklenmediğiniz bir gün sınav olacaksınız." Sınıftaki bütün öğrenciler sınavın ne zaman olacağı konusunda meraka düşerler. Bunun için kaygılanırlar. Ancak içlerinden zeki bir öğrenci şöyle söyler: "Bu beklenmedik bir günde olacağı için cuma günü olamaz, çünkü o günden önce sınav olmamış olursak, geriye tek bir gün kalmış olacağını ve o (beklendik) gün sınav olacağımızı biliriz. Dolayısıyla perşembe günü de olamaz, çünkü çarşamba gününe geldiğimizde, sınavın cuma günü olamayacağını bildiğimiz ve ancak perşembe günü olabileceğini bildiğimiz için ve bu beklenmedik bir gün olmadığı için o gün sınav olamaz. Aynı nedenle bu çarşamba günü de olamaz. Salı günü de olamaz. Pazartesi günü de olamaz. Dolayısıyla kaygılanacak bir durum yok, beklenmedik bir sınav olmayacak."
İnsan her an özgürdür, ancak bu, hiçbir sorumluluk taşımadan, istediği her şeyi yapabilmesi demek değildir. Özgürlük, her an için, yaptığımızdan daha değişik şeyleri yapabilecek olmamız ya da olduğumuzdan daha değişik olabilecek olmamızdır. Bu yüzden, her an seçim yapmak durumundayızdır ve yaptığımız bu seçimlerden biz, kendimiz sorumluyuzdur. Çünkü sonuçlarına katlanacak olan, yine biz, kendimiziz.
Reklam
Varoluşçuluğun ana konusu da şudur: Yaşamak acı çekmektir; sağkalım, çekilen bu acıda bir anlam bulmaktır. Diğer bir deyişle, yaşamın bir anlamı varsa, acı çekmenin de bir anlamı olmalıdır. Nietzche'nin dediği gibi "Neden'i olan, nasıl'a katlanır".
Viktor Frankl, varoluşçu psikoterapilerde büyük bir ağırlığı olan Avusturyalı bir psikiyatristtir. İnsanı yaşamında ayakta tutan en önemli gücün anlam olduğunu öne sürmüştür. Franka göre anlam, yaşamla olan ilişkimiz içerisinde, kendimizi aşıp başka bir şeye ulaştığımız anda kendisini gösterir. Bu açıdan bakıldığında, anlam yaratılmaz, anlam bulunur. Kendimizi aşabildiğimiz sürece anlam bulabiliriz. Kendi küçük dünyamızda kalarak anlam bulamayız, anlam bulabilmek için dışarı çıkıp yaşamamız, dokunmamız ve akışta olmamız gerekir.
Sokrat'a göre, kim olduğumuzu anlamak, felsefenin temel göreviydi. Ona göre "Sorgulanmayan yaşam, yaşamaya değmezdi. Sokrat'a göre, her gün kullandığımız, ancak üzerinde çok düşünmediğimiz temel kavramların anlamlarını sorgulamamız gerekiyordu.
Protagoras (İÖ 490-420) için ise, her tartışmanın iki yönü vardır ve her yönü birbirine eşit derecede geçerli olabilir. Ona göre, inanç özneldir ve kişinin görüşü onun değerinin bir ölçüsüdür. Protagoras'a göre, iki insan, bir konuda görüş birliği içinde olmazsa; bu, içlerinden birinin yanlış düşündüğü anlamına gelmez. Her ikisi de kendi açısından haklıdır.
1.964 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.