Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Martali Matyas

Martali Matyas
@MMatyas
Türk Milliyetçisi - Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Mânevî sığınaktan mahrum olanlara maddî barınak da nasip değildir.
Sayfa 241 - Kubbealtı
Reklam
Çok defalar ruhu çöküntüden kurtarmak için vücut yükün altına girer, hastalanır.
Sayfa 221 - Kubbealtı
Tütmeden yanan, yandıkça eriyen bir ışık olmuş, her adımda varlığından bir şey eksildiğini duyarak kaldırımda sessiz kayıp gidiyordu.
Sayfa 208 - Kubbealtı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zannediyorum ki bizim erkekler, şahsiyet ve vekar sâhibi kadını kadın saymıyorlar, onun sevdasına inanmıyorlar.
Sayfa 174 - Kubbealtı
İnsan kendi ruhunun istiklâlini korumalı. Hiç kimseye can evinden bağlanmamalıdır... Değil mi?
Sayfa 147 - Kubbealtı
Reklam
Onu gördüm, sanki bütün geçmişimi hatırladım. Ümit kestiğim asıl hayâtım karşıma dikildi.
Sayfa 142 - Kubbealtı
Öyle bir gidiş giderim ki nâmım nişanım kalmaz.
Sayfa 115 - Kubbealtı
Ayrılık acısı her yeni varlığın temeli olmak gerektir. Baba sülbünden kopuş, ayrılık; anadan doğuş, ayrılık. Sütten kesiliriz öyle, mektebe veriliriz öyle. Sevdiğimizden kopar hasrete, yurdumuzdan kopar gurbete düşeriz. Arada hep aranır dolanırız; bulduğumuz ancak kendi benliğimizde açılan yeni sahifeler, kendi ömür destanımızda başlayan yeni fasıllardır. Biz çok defalar kendi kendimizden de koparız, kendi kalıbımızda ölür, kendi kalıbımız da diriliriz. Hasretler vuslatlar işte bu manâya girer; biz yılan gibi deri atar, deri tutarız.
Sayfa 104 - Kubbealtı
Sen benim temelimi silkeledin, kânunlarımı devirdin.
Sayfa 71 - Kubbealtı
Ben adı olmayan bir şeyi özlüyorum.
Sayfa 52 - Kubbealtı
Reklam
İçine öyle doğuyordu ki belki yakın zamanda birini sevecekti. Hayâtın her mevcûda, vâde gelince sunduğu kaçınılmaz celp kâğıdı kapıya dayanacaktı. Hiç durmasın gelsin o yaman mübâşir!
Sayfa 41 - Kubbealtı
Bir gün gelir uyku gayyâlarından uyanır gibi gözümüzü açar karşımızda bir çift göz görürürüz, kulağımız pek âşinâ bir ses duyar. Kader ölçeklerinin dolduğu, nasip tezgâhlarının tamamlanmış bir dokumayı ortaya attığı bir andır.
Sayfa 41 - Kubbealtı
Aşkın harmanından geçmeden hangi mevcut kendi formasına girebilir ki? Kendi cenennemini katetmeden kim kendi cennetine vâsıl olmuş?
Sayfa 22 - Kubbealtı
Karlı dağların başında salkım salkım olan bulut Saçın çözüp benim için yaşın yaşın ağlar mısın
Sayfa 227 - Ötüken
Anadolu'yu vermek iddiasında ama, oradan tamamıyla kopmuş bir ruhla yorumlanmış... Köylü kadınımız "çamaşır" demiyor da "içsel giysi" diyor. Misafirine "davetlim" demeyip, "çağrılım" diyor. Sonra da, böyle bir dil ile eser yazan zavallı, kendisini bu milletin çocuğu sanıyor.
Sayfa 41 - Türk Edebiyatı Vakfı
546 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.