Biraz sonra döndüğünde elinde oğlunun alfabesi vardı ama ceketi yoktu artık. Gömlekle kalmıştı zavallı adam, dışardaysa kar yağıyordu.
+Ceketin ne oldu, baba?
-Sattım.
+Niçin sattın?
-Beni terletiyordu da ondan.
+Dünyadaki bütün sanatlar, işler arasında yalnız biri hoşuma gidiyor.
-Hangisi acaba bu?
+Yemek, içmek, uyumak, eğlenmek ve sabahtan akşama kadar başıboş yaşamak sanatı.
Kabuğu kırık bir istiridyenin sevdiği inciye verebilecek yeri yoktu ancak onu başka istiridye kabuğunun sahiplenmesine izin veremeyecek kadar bencildi.