Jung 1913’ten sonra bilinçdışının derinliklerinde yüzerken bir gün bir ses duymuştu. Bu ses ona uğraştığı şeylerin bilim değil bir sanat olduğunu fısıldıyordu. Bunu duymak pek hoşuna gitmedi ilk başlarda, hatta bir süre inatlaştı bu fikirle. Ancak sonra bunu kendi içinde analiz etmeye çalıştığında konuşanın bir kadın olduğunu fark etti. Peki kendi içinde konuşan bu kadın kimdi? Dahası ne istiyordu ondan? Çalışmalarının sonunda her erkeğin bilinçdışında var olan tipik bir arketip olduğu fikrini çıkardı ve ona bir isim verdi: Anima.
Anima ve animus.
Erkeğin içindeki kadın, kadının içindeki erkek...
Genç adam, psikanaliz koçbaşı değildir. Darbe ardına darbe indirerek yorgun egoların yırtık pırtık haldeki teslim bayraklarını çekmesini beklemek değil yaptığımız.