Ayrılma her zaman bir sondur diye düşünürdüm. Bugün şunu da biliyorum: gelişmek de bir ayrılmadır. Gelişme de bir yüzüstü bırakıştır. Ve son diye bir şey yoktur…
“İşte aşk” diye düşünüyorum, öteberimizi toplarken evdeki bütün kitaplarımın bol bol bahsettiği ve gençliğimin sonsuz rüyalarında pek çok umutlara düşüren “Aşk işte bu” imiş…
İçimizdeki kuvvetli bir duygu belli belirsiz, kabarıyor. Fakat bunu ifade edecek kelimeleri hemen bulamıyoruz. Belki de ileride bir gün olur o kelimeleri de buluruz.
Onu teselliye çalışıyorum. Fakat, o tarafa bakıyor. Ne söylersem söyleyeyim, o ikna olmuyor. Fakat hiç değilse ben rahatlıyorum. Teselli denilen şey dehep böyledir, zaten…