Okumayı ciddiye alan kişiler, "Ne okumamı tavsiye edersiniz?" sorusunu sormazlar. Çünkü kitaplar insanı kitaplara götürür. Kitapların kendileri zenginliklerini ve yetersizliklerini ele verirler. Okumanın rehberi okumaktır.
Rahmet kapısını açan günah mı? Evet ama usûl değil. Rahmet kapısını açık tutan ibadet mi? Evet ama cepte keklik değil. Allah'tan hem ümidi kesmek küfür hem de emin olmak, kendisini emniyette bilmek.
Hristiyanlığın ruh rejiminde kadından kesilmek, İslamiyet'te ise ona doymak vardır. Kadından kesilmenin batıl dini, ahlâk ve hassasiyetini aşıladığı cemiyette kadını kasaplık bir et yığını gibi çengele asmak tezadına düşerken İslamiyet kadına gerçek mahiyeti veren hak din olarak onu örter. Böylece kadına gerçek değerini vermiş olur ve arada tezat diye bir şey bırakmaz.
Estetik, güzellik ölçüsü... Buna belli başlı ölçüler çerçevesinde riayet etmeyen İslam'ı bozandır. Hristiyanlık, bâtılı güzelleştirmeye bakarken bizim hakkı cirkinleştirmeye davranmamız Müslümanlık mıdır?
Bakın, neler ve ne kıymetler köklerinden koparılıp nerelere ve hangi davalara kaydırılıyor da kendi öz imanının nispet ölçüleriyle beyni zonklayan biri, meydan yerine dikilip incelikleri dile getiremiyor.
Asıl bir müslümanın hususî hayatı yoktur. O, akşamın belirli bir saatinde kepenklerini indiren bir dükkancı gibi muayyen bir zaman çerçevesi içinde değil her an ve her mekanda müslüman ve mesûldür. Kenefte ve uykuda bile...
Batı, kendisine yeni bir çağ arıyor. Sanatıyla, edebiyatıyla, fikriyatıyla yetmezliğin hafakanına tutulmuş bulunuyor. Onun bu en mahrem çizgisini görmeyen sahte inkılâpçılar, kendi özlerinin koruyucularına "çağdışı" teşhisini konduruyor.
Hırsızlık cemiyetin kolunu kesmektir. Cemiyetin kolunu keseni, kolsuz bırakmaksa toplumu kurtarmak. Şeriat, hırsızlık sürsün ve boyuna kol kesilsin diye emretmez. Hırsızlık kalksın ve kol kesilmesin saadetini getirir. Yani hastalık iyi olsun. Neden vücudu kurtarmak için kol kesen cerrahı suçlamıyoruz.