Moralimizin bozuk olduğu ve hevesimizin bizi koşar adımlarla terk ettiği şu zamanlarda şahsım adına kitaplardan beklentim beni olmayan büyülü ve heyecanlı olayların içine alması bundan dolayıdır ki hayatımda ilk defa fantastik roman okuyorum ve bundan çok memnunum. Normalde tercih ettiğim bir alan olmamasına rağmen demek ki buna ihtiyacım varmış dediğim bir tür oldu. Fantastik roman demişken de tabii ki Harry Potter... bir haftada üç kitabını bitirdim bile ama kalan dört kitabını daha yavaş okumaya çalışacağım, başka fantastik seriye başlamayı düşünmüyorum hayatımın şu evresinde sadece Harry Potter’ı hatırlamak istiyorum ve tek fantastik eser olmasını istiyorum. Hayatıma heyecan kattı. İyi ki bu seriyi 24. yaşımın sonlarına doğru keşfetmişim, hayli ihtiyacımın olduğu bir zaman. Daha küçükken okusam da böyle tat vermezmiş, şu olumsuz günlerde bana harika bir yol arkadaşı oldu.
Dostoyevski...
özlemişim, uzun süredir okumuyordum kısa öyküsünü görünce almak istedim ve bu kadar kısa bir eserde yine bana durup kendimi sorgulatan bir şeyler buldum... sevgimi gösterme ya da gösterememe şeklim ve bunun karşımdaki insanlarda yarattığı hisler. Muhabbet hem çok basit hem de çok zor bir olay bunun yanı sıra meğer iş işten geçtikten sonra duvarlarını ördüğün insana canın istediğinde muhabbet göstermeye başlamak büyük bir bencillikmiş ben bunu başka hiçbir yerde öğrenemez, idrak edemezdim. Özellikle eserde bir cümle var ki beni çok sarsan, “Ben de, bu şekilde yaşamamıza izin vereceğinizi umuyordum” bu cümleyle ezildim. Okuyunuz
Uysal KızFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20238,3bin okunma