Hayvanat Bahçesinde Arap mimari tarzında, ufak zarif bir cami göze çarpıyordu. Buraya girenler de vardı. Ben de girdim. Hayretle gördüm ki içerisinde filler, yılanlar, maymunlar yerleştirilmiş! Çoluk çocuk bunların seyrine geliyor, öteberi atarak gülüşüyorlar.
Kimin olursa olsun bir dine, bir ibadethaneye karşı böyle pek açıktan hakarete canım çok sıkıldı. Ozellikle de Hayvanat Bahçesi Macar Hükümetinin idaresindeydi. Gerçi Macarlarla pek kanlı geçmişimiz vardı. Hâlâ o günleri unutmayarak parmaklarında bir Türk kafası şekli bulunan yüzük taşıyan Macar
prensleri bulunduğunu işitmiştim. Fakat zaman değişmişti. Ortak düşman tehlikesi karşısında, esasen kan kardeşliği olan Türklere karşı, hâlâ bu nefreti duymalarına çok hayret ettim. Bilet aldığım memura bu münasebetsizliğin sebebini sordum. Macarcadan başka dil bilmediğinden anlaşamadık