Bazı kitaplar vardır hani sizi içine çeker hızlı hızlı okuyup hemen bitirmek istersiniz ama sindirmesi zordur ve okuduktan sonra bir süre etrafa boş boş bakarsınız ya hani, işte benim için o kitaplardan biri artık "Yaşamak". Üstüne uzun uzun konuşup yazılabilecek çok şey varken aslında hiç bir sözün tam olarak ifade edemediği bir kavram böyle bir yaşam öyküsüyle anca bu kadar güzel ifade edilebilirdi. Bu kadar köklü bir milletin halkını böyle zor duruma düşürmesini ise anlamlandırmak biraz zor. Yaşamak, üç heceden oluşan dümdüz söyleyebildiğimiz ne kadar basit bir kelime halbuki. Üstelik bir şansımız var ve zamanımız da kısıtlı. Bunca anlaşmazlık niye? Neden birilerinin politik görüşlerinin çatışması diğerlerinin canı ile ödeniyor ki? Coğrafya kaderdir diyoruz. Evet bu benim de katıldığım bir görüştür fakat doğduğumuz dünyanın zaman içinde başkalaşıp iyi kötü binlerce olasılıkla değişirken dünyanın tek kuralı olmadığını, başka olasılıkların da her zaman mümkün olduğunu bir kez daha görmüş oldum. Kitap gerçekten de yaşamak gibi hem o kadar basit hem de o kadar karmaşık. Şimdiden keyifli okumalar :))
Not: Okurken kulaktan dolma bildiğim Çin tarihine de şöyle bir bakma ihtiyacı hissettim. Kitaba başlayacak olanlar için yakın Çin tarihine kısa bir göz gezdirmek kitap içerisindeki yaşanan olayların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
Sistem çaresiz eğitim bizde :)
Kitap eğitimin tarihçesinden başlayarak geleceğe bir kapı aralıyor. Dünü bugünü verilerle ele alıp gelecek planlamalarımızın daha sağlam temellerle atılması için bir fırsat sunuyor. Mutlaka okunması ve okutulması gerektiğine inanıyorum. Eminim okuyan herkes kendi adına çok şey kazanacaktır. Yeni mezun ve gelecekle ilgili çelişkiler içindeki ben için uzaklaşmadığım ama içinde de olmadığım eğitim sistemini kendi bakış açımla ele aldığım, hem iyikilerim hem de keşkelerimle geçen bir okuma süreci oldu. Sistemi eleştirmek hepimizin yaptığı bir şey asıl önemli olan alternatif çözüm yolları bulabilmek. Kitabın, eğitim sisteminin neresinde olursak olalım öğrenci, eğitimci, yönetici ya da ebeveyn hatta abla, kardeş, teyze, dayı hiç harketmeksizin üzerimize düşen sorumlulukların farkına varacağımız ve hem bireysel hem toplumsal gelecek planlanmasına etki edecek fikir tohumları yeşerteceğine inanıyorum. Kitap dünya ve Türkiye eğitim sistemleri ve alternatif eğitim sistemlerinin incelemeleri ile geçiyor. Okuması keyifli bir kitap, yeni bir bakış açısı kazanmanın keyfi ve heyecanıyla aktı diyebilirim. Kitabı okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar. Her çocuğun savaşsız bir dünyada eğitim görebildiği, tek derdinin eğitim sisteminin eksik kaldığı yerlerde kendini geliştirebileceği yeni eğitim alternatiflerini düşüneceği, fırsat eşitliğinin her çocuğu kapsadığı umutla, hayallerle büyüdükleri güzel günlere...