Ali Şeriati'nin üniversite öğrencilerine verdiği bir seminerden derlenmiş olan bu kitabı Şeriati'den okuduğum ilk kitap oldu. İnsanın özgür olma yoluna pranga vuran Biyoloji, Sosyoloji, Tarih ve Kendilik olmak üzere dört zindandan bahsetmektedir. Vardığı sonucu açıklaması adına örneklendirmelerini yetersiz bulduğum, fakat görüşlerinin değerlendirilmeye ve üzerine düşünülmeye de değer olduğuna inandığım bir düşünür oldu Şeriati. Kendilik zindanından çıkmak için önerdiği "aşk" yordamı bende anlamlı bir netliğe kavuşmadı kitabın sonunda. Daha açık haliyle anlamak için başka seminerlerini de okuyacağım. Son olarak Nietzsche'nin ölümüyle ilgili verdiği örnekte ise seçilmiş bir aklı reddetmeden ziyade, Nietzsche'nin sağlık durumu nedeniyle bilinçsiz bir davranış olma olasılığı da göz önünde bulundurulmalıdır diye düşündüm. Bu bağlamda teorinin daha sağlam ya da somut örneklerle açıklanması daha anlamlı olabilirdi benim için.
Uzun zamandır böyle akıcı bir roman okumamıştım, merakı ve ilgiyi diri tutuyor. Fakat başlangıçta ana karakterin o dinmez hırsının arkasında daha sağlam bir motivasyon görebilmek isterdim. Kitabın içinde iyi işlenmiş bir savaş stratejisi olmasına rağmen gerçekçilikten uzak savaş senaryoları okuduğumu hissettim. Yüzeysel bırakılmış karakter kurgusu ve özellikle bazı karakterlerde gördüğüm gerçeklikten uzak karakter gelişimleri de kitabın dünyasında derinleşebilmemi engelledi.