Felsefe şu soruyu sorunca ayrıldı bilimden: İnsanı en mutlu yaşatan dünya ve yaşam bilgisi hangisi ? Sokratesçi okullarda gerçekleşti bu: Mutluluk görüş açısıyla bağlandı bilimsel araştırmanın atardamarları - ve bugün hâlâ yapılıyor bu .
Kendi payıma hiçbir şey kendi amacıma sıkı sıkıya bağlı kalmaktan daha iyi görünmedi gözüme , yani; bütün ömrümü , aklımı eğitmek ve hakikatin izlerini , kendime seçtiğim yöntem ve biçimle aramak için kullanmaktan .
Tüm dünya , ağzımıza layık büyük bir nesnedir ; büyük bir şişe , büyük bir elma , büyük bir memedir . İnsan , ebediyen beklenti içinde ve ebediyen düş kırıklığı yaşayan bir emici olup çıkmıştır .
Nasıl ki çağdaş yoğun üretimde malların standartlaştırılması bir gereklilikse , sosyal süreçte de insanların standartlaştırılması öyle bir gerekliliktir . Ve bu işe " eşitlik " denmektedir .
Aslında birbirleri için o yanıp tutuşmalar ,deli divane olmalar , daha önceki yalnizlıklarının derecesini gösteren bir kanıtken , sevgilerinin şiddetinin ölçüsüymüş gibi kabul ederler .