Bu ülkede 4 kişi haklı çıktı:
1- Aziz NESİN
2- Uğur MUMCU
3- Kamer GENÇ
4- Aysun KAYACI
Kuran’ın kimseyi çarptığını görmedik de,
Kuran’ı gösterip milleti çarpanları çok gördük.
Istırabını bırakmaktan, ıstırabını saadete dönüştürmekten seni kim alıkoyabilir? Hiç kimse. Bir hapishanede bile olsan, mahkûm edilmiş, zincirlenmiş, hiç kimse seni mahkûm edemez. Senin ruhun yine de özgür kalır. Elbette son derece sınırlı koşullardasındır. Ama bu sınırlandırılmış durumda bile bir şarkı söyleyebilirsin. Ya çaresizlik gözyaşlarıyla ağlarsın ya da bir şarkı söyleyebilirsin. Ayağındaki zincirlerle bile dans edebilirsin; o zaman zincirlerin sesi bile bir melodiye sahip olacaktır...
“Bu kayıp sabahlar benim sabahlarım değil. Büyüdüğünü, hiç yıkılmaz dediğin dağlar kendi kendini yıkınca anlıyormuş insan.
Olacak gibi olanlar son anda olmayınca.. Olmayacak olanın olmasına çoktan alıştım.”
İlk yaptığım analizim en son bitirdiğim kitabın hakkıydı, yani Zilif'in...
Zilif; beni yer yer boğarcasına sarıp sarmalayan duygularımda, sorgulamalarımda yalnız olmadığımı, adeta saçlarımı okşayarak şefkat bolluğuyla hatırlattı.
Bir erik hikayesi üzerinden hakiki sevgiyi sorgulamak ve vurgulamak ancak bu kadar öz aktarılabilirdi.
Bazen bir kitap yetmez insan denen organizmanın; tanınma, anlaşılma, olduğu gibi kabul görülme ihtiyacından sebep, verdiği mücadeleyi, sıkışmışlığını, neleri feda etmek zorunda kaldığını ruhumuzun damarlarına ulaştırmaya da; böyle bir mektup kolaylıkla üstesinden geliverir. Meselenin çoklukta değil derinlikte olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatır unutmaya meyilli zihnimize.
Son olarak unutmamamız gerekenleri çoğaltacak olursak: En yakınımızdaki insanların bile bizi anlamadığı zamanlar olacak. Bilerek ya da bilmeyerek canımız dediklerimiz canımızı incitecek. Mutluluklarımızı kendimiz dışındaki insanlara ya da sebeplere bağlarsak ayağımızı kaydırmış olacağız. Çünkü beklentiler insanı daima yaralar. Hayatta tek bir sığınağımız var; o da "kendimiz". O da hep yanımda dediğimiz zaman, zaten olmamız gereken yerdeyiz.
Sevgiler...
ZilifOruç Aruoba · Sel Yayıncılık · 20171,673 okunma