Çocukken can bedene sığmazmış hareketli olurlarmış, büyüdükçe can küçük kalırmış hareketlerimiz kısıtlanırmış, ölüncede can bedenden ayrılır hareketsiz kalırmış.
Kendime bir sayı belirlemişim(61) bu sayı belirleme nasıl oldu neden o sayı bilmiyorum sadece o sayı çıktığında kendime -aa bu bir işaret mi- diyorum :)) (neyin işareti orasıda meçhul)
Algıda seçicilik yaratıyormuşum aslında kendime, her o sayı çıktığında hafızam aşina olduğu sayıya kendini veriyor ve baktığım yerlerde hep o sayı 61... Telefonumun şarjına bakıyorum 61, plakalara bakıyorum 61 sayfa sayısına rastgele bakıyorum 61...
Oysa ki ben bu sayıyı değilde başka bir sayı olan 58'i seçseydim benim hafızam o sayıyı arıyacaktı.
Aslında olay şu, ben sürekli telefon şarjıma bakıyorum 30 da gorüyorum 18 de görüyorum hatta şu anda 29:) görüyorum ama beynim bunu kodlamadığı için fark etmiyor, çünkü kodlanan sayı 61. (Burdan trabzonlulara da selam olsun hiç gitmediğim bir yer oysa ki haahaha)
İlk görüşte aşk diye bir şey yoktur.
İlk görüşte hoşlantı vardır, tanıdıkça sevgi başlar ve her şeyiyle kabulleniş ortaya çıkar o da Aşk'tır.
.
#MonAmi
Savaş yerlerini ele alacak olursak savaşta yüksek seslerden korkan bir kadın ve artık savaş bitip de torunları olduğunda genetik olarak aktarılan bir duygu oluşmuş olacak torunlarında, yüksek seslerden ani irkilmeler, oysa ki savaştan etkilenen büyukanneydi ama kalıtımı torunlarına kadar gelmişti.
Eskiler hep oğullarını ya da kız çocuklarını evlendirirken sülalelerini de incelerlerdi o zaman şimdi ki gibi bilimsel bir bilgileri yoktu ama biliyorlardı, zeki bir aileyse zeki çocuklar doğardı ya da sorunlu bir aileyse elbet kızında/oğlunda olmasada torununda sorunlar olucaktı...