Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Lavinya
Lavinya
@MrsLavinya
96 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
İkinci kitabı birinci kitaba istinaden hiç sevmedim. Birinci kitapta adamın yaptığı hatanın aynısını kadın da yaptı ve ne gerek vardı diye sormaktan alıkoyamadım kendimi. Bitsin diye hızlıca okudum. Sonlarında yazar toparlasa da hevesim ortalarda kaçtı. Bu yüzden tavsiye etmediğim bir seri oldu.
Ortalama düzeyde bir kitap. Elinizde okuyacak hiçbir şey yoksa okuyabileyeceğiniz çerezlik bir kitap. Konusu biraz garip geldi açıkçası. Erkek karakteri de pek sevemedim. Onun haricinde birkaç saatte okuyup bitirdim. Kritik bir yerde bittiği için ikinci kitabı da okuyacağım
Kitaba gece on iki sularında birkaç sayfa bakmak için başladım ve bir baktım gece üç buçukta kitap bitmiş. Öyle akıcı ve eğlenceliydi... aslında başları bi sıkıca gelmedi değil. Hatta komedi ögeleri ağır olduğu için kesin sevmem dedim ama yazar çok güzel manevralar yaptı ve bi baktım ki kitabı elimden bırakamıyorum. Kadın karakter gerçekten çok tatlı ve komikti. Ben böyle geveze ve edepsiz iş ses görmedim :D ayrıca Carter karakterini de çok sevdim. Biraz şapşallık vardı özellikle Clarie yı görünce :) onun haricinde gerçekten çok tatlı, anlayışlı, sevecen bir adamdı, Ondan iyi bir baba olacak. Ve dört yaşındaki minik Gavin. Allahım öyle sahneler vardı ki gece bir yarısında kahkahalar atarken buldum kendimi. Soruları ve öğrendiği yeni şeyler çok komikti gerçekten. İşin özü romantik komedi türünde, yetişkin ögelerin olduğu güzel akıcı çerezlik bir kitaptı. Tek sevmediğim yönü aşırı aşırı argonun geçmesiydi, hoş bir süre sonra onları bile alıştım. Tavsiye edeceğim ve birkaç yıl sonra tekrar okuyacağım bir kitap
Okur Takip Önerileri
Bu kitabı çok çok çok seviyorum! Sanırım üçüncü okuyuşumdu ama sanki ilk defa okuyormuş gibi büyük bir zevk aldım. Monica McCarty son zamanlarda e sevdiğim tarihi kurgu yazarı, tüm kitapları çok güzel ama İki Ateş Arasında kitabını ayrı seviyorum. Tor’un fazla soğuk ve öküz tavırları beni sinir etse de adam da şeytan tüyü var resmen. Her şekilde sevdiriyor kendini. Özellikle onun ağzından olan kısımlarda iç mücadelesini okumak çok güzel. Soğuk imaj çizeceğim derken içi içini yiyordu:) Sahiplenici, korumacı tavrı sanırım kalbimi çelen. Ve Christina... Aşırı tatlı, masum, zeki bir karakterdi. Tor’u o kadar güzel seviyordu ki hayran olmamak elde değil. Birbirleriyle zıt bir o kadar uyumlu iki karakterdi. Bu uyumu sayesinde sanırım kitabı bu kadar çok seviyorum. Tarihi kurgu sevenlere içinde yetişkin öğeler barındırdığını söyleyerek tavsiye ediyorum.
Aşk ve tutukunun...
Fedakarlık ve bencilliğin...
Sevgi ve nefretin...
Köy ve kentin...
Çatışmalarını yapan bir kitaptı Anne Karenina. Kitap başlı başına çelişkiler ve çatışmalar kitabıydı. Yazar kitabın ismine Anna karakterinin adını vermiş olsa da kitap içeriğiyle daha farklıydı. Kitapta en çok Levin karakterini sevdim. Sorgulayan, şüphelenen, zaafı, kıskançlıkları olmasına rağmen anlamayı ve kabullenmeyi bilen çalışkan güçlü bir karakterdi. Anna karakterini okumak ise çok yorucuydu. Sonu ise üzücü ama olması gereken gibiydi. Anna’yı başka sonda düşünemiyorum çünkü. Yazar öyle karakterler yaratmıştı ki okurken hem zevk alıp hem çok kızmak mümkündü. Her karakteri birbirinden farklıydı. Güzel bir klasikti ve Tolstoy’un akıcı kalemini gerçekten çok seviyorum. Herkese tavsiye ederim.
Hayatım boyunca okuduğum en garip kitaplardan biriydi. Sevdim mi? Bilmiyorum. Sevmedim de diyemem. Çok garip duygular içinde kaldım. Aslında konusunu bildiğim için beni az çok neyin beklediğini biliyorum ama karakterlerin bu kadar sinir bozucu olacağını tahmin etmemiştim. Özellikle Kit. Adam beni resmen deli etti. Kararsız korkak herifin tekiydi. Özellikle yarıdan sonra cidden başkarakterden nefret ettim. Helena da gerçekten çok orijinal bir karakterdi. Yazar güzel bir karakter yaratmıştı ama her şeye rağmen en yakın arkadaşının sevgilisine aşık olmasını kabullenemedim. Hoş kitap boyunca acı çekti ama olsun. Ve en yakın arkadaşı da gerçekten kötüydü. Her neyse kitabın başlarını çok sevdim ve eğlendim ama yarıdan sonra sinir oldum. Kit’in seçimleri beni delirtti. Ve sonlara doğru çok gereksiz bir karakter girdi. Muslim neden niye girdi kitaba Helena ile ne yaşadı inanın hiç anlamadım. Onun haricinde kitabın rüyaya dayanarak başlaması ve kitapta bu rüyadan izler taşıması güzeldi. Kitabın sonunun mutlu bitmesine de sevindim. Her ne kadar hak etmeselerde :D
Kitabı önerir miyim diye sorarsanız, sanırım cevabım hayır olacak. Akıcılığı ve merak uyandırıcı olduğu için birkaç saatte bitirsem de kitabı gönül rahatlığıyla öneremiyorum. Çetrefilli ilişki ve konular sevenlere önerebilirim sadece. Son olarak yazarın cümlelerine bayıldım. Çok orijinal ve güzel cümleler kurduğu için bol bol alıntılık yer buldum ama tasvirde kesinlikle yetersizdi. Hiçbir karakteri gözümde canlandıramadım ve bu beni biraz üzdü. Kitabı da gözümde yetersiz kıldı.
Leo • Mia Sheridan #kitapyorumu
Mia Sheridan’ın kalemiyle, Başka Dilde Aşk kitabıyla tanıştım. Ve iyi ki tanışmışım. Kendisi, çok sevdiğim yabancı yazarlar listemde başlarda bulunuyor. Yazarın kalemini gerçekten çok seviyorum. Aşırı akıcı ve benim için romantik kitaplarda özellikle akıcılık çok önemli. Bu yüzden kitaplarını bir çırpıda
Son Raunt kitabına yakın bir arkadaşımın önerisi ile başladım ve Kitabı çok sevdim. Kitap okuduğum en iyi psikolojik gerilim türündeydi. Kurgunun farklılığını, karakterlerin orjinalliğinin ve hikayeyi çok sevdim. Öyle ki kitabı elimden bırakmadan birkaç saatte okuyup bitirdim. Çünkü olaylar öyle merak uyandırıcıydı ki kitabı bırakamıyordum.
Benim gibi klişe çerezlik aşk kitapları seviyorsanız beğeneceksiniz ve hemencecik bitireceksiniz. Yetişkin içerik barındıran sahneler de vardır. Ona göre okumanızı tavsiye ederim.
İki Yabancı Olmadan Önce... Kalbimi milyonlarca parçaya ayıran bir kitap oldu! O kadar güzel o kadar dokunaklıydı ki boğazımda bir düğüm yüzümde kırık bir gülümsemeyle kitabı okudum. Yer yer ağladım bazı yerlerde kocaman sırıttım. Tüm duyguları birer birer yaşadım ve çok kırıldım. Okurken iki karakter içinde kalbim çok kırıldı yapılan haksızlıklar
Nefret Oyunu • #kitapyorumu
Ve Nefret Oyunu, bu yılın okuduğum en iyi romantik komedi kitabı arasındaki yerini aldı. Kitabı çok çok fazla sevdim. Yazarın kalemi ve konuyu işleyiş biçimi gerçekten çok güzeldi. Sahneleri uzun ve detaylı yazmıştı ve bu kitabı gerçekten başarılı olmasını sağlamıştı. Ayrıca karakterler çok orjinaldi ve
Seviyor Sevmiyor, konusu ve işleyişi bakımından son derece tatlı bir kitaptı. Yazarın dili akıcı olduğu için Kitabı bir günde bitirebildim. Konusu aslında çok farklı değildi ve sonunda ne olacağı tahmin edilebilirdi ama yine de kendini okutmasını sevdim. Bu yüzden okurken keyif aldım. Tam ihtiyacım olan bir kitapmış Çünkü bu aralar kitap okuyamıyordum bu sayede Seviyor Sevmiyor iyi geldi. Sevmediğim tek bir kısım vardı o da Yazarın karakterlerin kafasının içindeki düşüncelere çok fazla ve uzun uzadıya yer vermesiydi. Bir olay ortasında özellikle bu kadar çok geçmişe gitmeye ve düşünceye ne gerek var diye düşünmedim değil. Bu yüzden okurken ara ara kitaptan koptum. Bunun haricinde düşük beklentiyle başladığım çerezlik bir aşk romanıydı. İçinde yetişkin ögelerİn de olduğunu belirttikten sonra tavsiye ederim.
Sayfa sayısı az olsa da konusu yüzünden ağır bir kitaptı. Bu yüzden sindire sindire iki gün içinde okuduğum bir kitap oldu. Kitap gerçekten çok güzeldi. Yazarın kalemi basit ama bir o kadar da eşsizdi. Bazı kısımlarda öyle güzel ve dokunaklı cümleler kullanmıştı ki tekrar tekrar okumaktan alıkoyamadım kendimi. Bu cümleler varlığını unuttuğum acılarıma dokundu. Bazı kısımlar öyle acıklıydı ki çoğu yerde boğazım düğümlendi, gözlerim tutamadığım yaşlarla doldu. Duygusal bir anımda denk geldiğim bu kitap, gerçekten kalbimi parçaladı ama sonrasında onardı. Sonlara doğru ise gerçekten beklemediğim şekilde ters köşe olmama neden oldu. Ben kitabı gerçekten sevdim ve çok etkilendim. Yazarın konuyu işleyişi gerçekten farklıydı, daha önce hiç bu tarz okumamıştım, bu yüzden daha çok sevdim.
Kitabın konusu ise Elizabeth kocasını kaybetmiş, hayatta kalmak için beş yaşındaki kızına sıkı sıkı sarılan bir kadındır. Duygusuz görünümlü komşusu Tristan ise eşini ve çocuğunu kaybetmiş yaralı bir adamdır. İki kırık kalp her şeye rağmen tekrar hissetmek için bir araya gelirler.
İçinde ölüm olan şeyler bana çok dokunduğu için kitabın 200 sayfasını okumak ciddi manada üzücü oldu benim için. Son 150 sayfasında olaylar daha farklı bir boyut aldığı için hızlıca okuyabildim. Sonunda yazarın yaptığı hamleyi de gerçekten çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Ayrıca Geçmişim Kırıkları bu yıl okuduğum favori kitaplarımın arasında yer almaya başardı. Şiddetle tavsiye ederim ve içinde yetişkin öğelerin de bulunduğu da belirtmek isterim.
Kelimenin tam anlamıyla mükemmel bir kitap! Stefan Zweig, gerçekten çok başarılı bir yazar. Okuduğum her eserine hayran oluyorum. Kitap bittikten sonra donup kaldım. Tıpkı diğer kitaplarında olduğu gibi. Her kitabının, cümlesinin ve olayların yeri bende apayrı. Tüm hisleri bu kadar güzel geçirebilmesi, cümleleri, karakterleri gerçekten Çok başarılı ve âşık olunası. En sevdiğim yazar listesinde birinci sırada duruyor ve durmaya da devam edecek gibi.
İşin aslı kitaba sıfır beklentiyle başladım. Beğeneceğimi hiç düşünmediğim bir kitaptı, ilk sayfalarında da kitaba bir türlü adapte de olamadım. Fakat bir yerden sonra kitap beni ters köşe yaptı. Başta zorlanarak okurken birdenbire kitabın içine girdim ve bayıldım! Olayları yarıda çözsem de yazar her şeyi o kadar güzel bağlamıştı ki gerçekten çok beğendim. Kacey... Gerçek manada hayatı yerle bir olmuş, sorunlu bir karakterdi. Yazar bunu güzel bir şekilde yansıtmayı başarmıştı. Ve Trent... En az Kacey Kadar yaralı ve sorunlu bir karakter ama yazar onun acısını gizlediği için sonlara doğru işin aslını öğrenip onu tanıyoruz. Post-travmatik stres bozukluğu üzerine okuduğum ilk kitaptı. İki karakterde bu psikolojik rahatsızlığa sahipti. Yazar Karcey’in iyileşme süresini ve tedavisini bence çok güzel aktarmıştı. Yazarın asıl anlatmak istediği şey empati ve bağışlamaktı. Zor ama asıl iyileştiren etmen bu iki duyguydu işte. Bu yüzden okurken ara ara durdum ve karakterle empati yaptım. Kitabı sevmemi sağlayan en büyük etmen de buydu sanırım.
Spoi vermekten kaçınarak kısaca konuyu anlatayım. Karcey yaşadığı trafik kazarında annesinin, babasının, en yakın arkadaşının ve sevgilisinin ölümüne şahitlik etmiştir. Hayatı mahvolan Karcey her şeyi geride bırakmak için kız kardeşi ile beraber yeni bir şehre taşınır. Burada gizemli komşusu Trent hayatına girer ve kalbini çalmayı başarır. Peki bu gizemli adam aslında kimdir?
