Yasemin Turhan

Yasemin Turhan
@Mrs_Turhan
The maried +1
" Yaşanmasına izin verdiğimiz her duygu gelir ve geçer. Hiçbir mutluluk ömür boyu sürmez. Her yas belli bir süre gelir, misafirimiz olur ve gider. Her bir öfkeli an saniyelere yayılır, yaşanır ve söner. Duygular böyledir. Geliler ve geçerler. Onları kalıcı ve yıkıcı kılan varlıklarını yok saymamızdır. "
Reklam
Feride üvey babasını öz babası bilerek büyümüştü. Üvey babası sinirli bir adamdı. Feride'ye sık sık eften püften sebepleri bahane ederek şiddet gösteriyor, en çok kulaklarından tutup sarsarak dayak atıyordu. Yıllar sonra Feride ve eşi bir terapi odasında bu olayla yüzleşirken, Feride'nin eşi Rauf irkilerek Feride'ye sarıldı. Neden birden eşine sarıldığını soran terapiste şunları söyledi: " Gece yatağa yattığımızda Feride hep kulaklarını okşamamı ister. Sebebini hiç anlatmamıştı. Demek ki karım çocukluk acılarını iyileştirmeye çalışıyormuş..."
'Yaralarımız ışığın içeri girdiği yerdir.' - Mevlana Celaleddin Rumi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ebeveynlik bazen o kadar zorlaşır ki, aklımızı kaybettiğimizi düşünürüz. Oysa kaybettiğimiz bir 'aklımız' yoktur; keşfettiğimiz bir 'kalbimiz' vardır. Çünkü çocuklar akla değil, kalbe dokunurlar...
" Dünden bu yana birkaç yıl büyümüş gibiydi ve çocuksu göğsüne adı kuşku olan yabancı bir misafir kalıcı olarak yerleşmişti. "
Reklam
Kalbine küçük, hızlı bir çekiçle vuruluyormuş gibi hissetti; filizlenen ilk şüpheydi bu.
"...kendi tarafına dış görüntü olarak umursamazlığını ortaya koymak ve talip olan olduğu halde talip olunan olarak görünmek istiyordu."
"Bir sevginin gücü, şayet yalnızca nedenine göre değerlendirilir ve öncesindeki gerilim, yani kalbin tüm büyük maceralarını önceleyen o hayal kırıklığı ile yalnızlığın oluşturduğu karanlık alan dikkate alınmazsa, yanlış ölçülmüş olur.,,
... ve beceriksizliği kendi tutkusundan duyduğu bastırılmış bir korkuymuş gibi görünüyordu.
...kibrit kutusundaki bir kibrit çöpü gibi kendisine bile faydası olmayan soğuk bir kişiliğe dönüştüğünü biliyordu.
Reklam
Betimlemeler :)
"Rüzgâr da yukarılarda huzursuzdu; yağmurdan dolayı hâlâ ıslak ağaçları o denli insafsızca sallıyordu ki, ağaçların eklem yerlerini çatırdatıyor ve üzerlerinden binlerce damlayı birer kıvılcım gibi püskürterek etrafa saçıyordu. "
Betimlemeler :)
"Gökyüzünde, yalnızca mayıs ve haziran aylarında görülen, oyun oynarcasına maviliklere koşup aniden yüksek dağların arkasına saklanan, kucaklaşıp sonra yeniden ayrılan, kâh birer mendil gibi buruşuk bir şekle girip kâh şeritler halinde lif lif bölünen ve nihayet sonunda bir muziplik olarak dağların tepesine beyaz kasketler konduran ak, huzursuz bulutlar dalgalanıyordu."
Betimlemeler :)
"Islak rüzgâr, düzlükte uzanan manzaranın duru ve açık arka fonunu tertemiz süpürmüştü."
"Hiçbir şey zekâyı tutkulu bir şüpheden daha fazla keskinleştiremez."
"Her bir pencere camının ardında her daim yazgının beklediğini, her bir kapının bir yaşantıya açıldığını hissettim."
Nasılsın ?
Oda nasıl da kararmış ve sen bu alacakaranlıkta bana ne kadar da uzaksın! Yüzünün olduğunu tahmin ettiğim yerde cılız, aydınlık bir pırıltı görüyorum yalnızca ve gülümsüyor musun yoksa hüzünlü müsün bilmiyorum.
Sayfa 79 - Koridor