Aşağılıyorsun, bizzat kendini aşağılıyorsun ruhum! Kendini onurlandıracağın zaman gelip geçiyor. Çünkü herkesin tek bir yaşamı vardır ve seninki hemen hemen tamamlandı; kendine saygı duyan biri değil, diğer insanların ruhlarında kendi mutluluğunu arayan birisin.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bu kitap Meksika kızılderilileri tarafından uygulanan Toltek bilgeliği öğretilerinden dört anlaşmayı içerir. Anlaşmalar basit ve herkesin anlayabileceği niteliktedir.
Birinci anlaşma; Kullandığın sözcükleri özenle seç
İlk anlaşma dört anlaşmanın en önemlisidir. Sadece bu anlaşmayla bile dünyadaki cennet denilen varoluş boyutuna erişilebilir.
Sözler sizin yaratma gücünüzdür. Yaratıcı gücünüzü sözle ifade edersiniz.
İkinci anlaşma; Hiçbir şeyi kişisel algılama
Etrafınızda olan biten hiçbir şeyi kişisel algılamayın. Bireysel önemlilik yada kişisel algılamak, bencilliğin en üst düzeydeki ifadesidir. Çünkü her şeyin “kendimizle ilgili” olduğunu varsayarız.
Üçüncü anlaşma; Varsayımda bulunma
Varsayımlarda bulunmanın problemi, varsayımlarımızın gerçek olduğuna inanmamızdır. Varsayımda bulunuruz, yanlış anlarız, kişisel algılarız ve hiç yoktan koskocaman bir drama yaratırız.
Dördüncü anlaşma; Daima yapabildiğinin en iyisini yap
Bu anlaşma, diğer üç anlaşmanın kalıcı alışkanlığa dönüşmesini sağlayan anlaşmadır. Dördüncü anlaşma ilk üçün aksiyonudur.
Akıcı bir dille yazılmış başucu niteliğinde olabilecek ve tekrar tekrar dönüp bakılacak bir kitap…
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
Yaşam, ancak ne yaptığınız üzerine düşünüyorsanız yaşamaya değer. Sorgulanmamış bir varoluş büyükbaş hayvanlar için doyurucudur; ama insanlar için değil.
Ölüm, sahip olduğumuz en büyük korku değildir; en büyük korkumuz yaşamak için risk almaktan korkmamızdır. Gerçekte kim olduğumuzu ifade ederek yaşayabilme riskini almaktan korkuyoruz.
İnsanlık, gerçeğin, adaletin ve güzelliğin arayışını sürdürüyor. Gerçeği arıyoruz çünkü zihnimizde depoladığımız yalanlara inanıyoruz. Adaleti arıyoruz çünkü sahip olduğumuz inanç sisteminde adalet yok. Güzelliği arıyoruz, çünkü kişi ne kadar güzel olursa olsun, o kişinin güzelliğine inanmıyoruz.