Alimler: "üç şey, şu üç şeye sebep olur" demişler. Birincisi, kanaat zenginlik getirir. İkincisi zorluk rahatlık getirir. Üçüncüsü, temiz kalp insanı murada eriştirir.
Dünyada üç şey sahibini hüsrana sürükler. Bunlar, inadın neticesi olan rüsvalık, kibir ve gururun semeresi olan düşmanlık ve öfkenin sonu pişmanlıktır.
Ey bana seng-i melâmetten edin âr diyen
Ol benim başımı meydana koyup yâr diyen
(Ey bana kınama taşlarından utan diyen sevgili, beni aleme rezil rüsva eden ve beni bu taşlara hedef kılan sen değil misin?)
Alimler şöyle der: " Bir insan dünyada şu dört şeyden sakınırsa hiç bir zarar görmez: Birincisi gazap, ikincisi yalan, üçüncüsü acele ve dördüncüsü ihmal."
Erişir menzîl-i maksûduna âheste giden
Tîz-reftar olanın pâyine dâmen dolaşır
(Yavaş ve temkinli yol alan amacına ulaşır. Acele edenin ise eli ayağına dolaşır)
-Ey bilge Tutî, neden ikiyüzlülük bu derece kötü bir şey olarak kabul edilir?
-Çünkü ikiyüzlülüğün sonu vefasızlıktır. Dünyada ise vefasızlıktan daha kötü bir şey yoktur.
Ölüm ve İnsan
İnsanın hikâyesinde en acı dönemin genellikle ölüm zamanı olduğu düşünülür. Bütün bir hikâyenin sonunun bağlandığı o an, insan, tüm istek ve arzularından sıyrılıp en yalın haliyle kalır. Gösterişsiz, makyajsız, hazırlıksız, tedbirsiz ve en doğal hali ile…
Ölümün bu denli soğuk yüzünde kurulan hikâyelerin/romanların, sıcak ilişkiler