Isıtıcı peteği yanı, üste ince bir battaniye, kahve/çay ve kitap karesi kışın geldiğinin habercisi. Haftalardır koltuğa ilk defa şöylece oturup kitap okuma keyfi yapabilecek zamanı bulmaksa en güzeli. Koltuk bu duruma şaşkın, bedenim ise daha da şaşkın :) Hayat bir su gibi akıp gidiyor. Bazen şırıl şırıl, sakince akan bir nehir gibi insanı kendisine hayran bırakıyor. Bazen sel oluyor ve bütün heybetiyle insanın üstüne geliyor; kaçacak, sığınacak, kurtulacak güvenli bir alan aramaya sevk ediyor, bitap düşürüyor. Bazense bir göl gibi durgun... Belli bir zamandan sonra bu durgunluk insana can sıkıntısı olarak tesir ediyor. Ama geçiyor. Her şey, her an kah durağan, kah doludizgin geçip gidiyor. Geçip gidiyoruz Dünya'dan güzel bir seda bırakmak ümidiyle. Bir yazın daha bitip bir kışın başlaması gibi. Mevsim mevsim kovalarken kendimizi...