Karşılaştığınız her güçlük, size kazandırmayan her hamle öfkeyi büyütür içinizde. Bir tatsız emanet gibi sıkışıp kalır içinizde kızgınlık. Dışarı atsan bela, içeride tutsan ülser. Derdiniz dermana ulaşmaz şikayetle, tek başına yüzleşmek zorunda kalırsınız gerçekle...
Her nerde, ne yapıyorsan bil ki; her şey geçiyor. En geçmez sandıkların, bir an geliyor en uzak oluyor. Yeni güzellikler yerini alıyor. Hiçbir şey kalıcı değil. Ne sen, ne ben ve ne de bu dünya. Her şey gelip geçerken unutma ki ; HİÇBİR ŞEY SENDEN KIYMETLİ DEĞİL. OLAMAZ DA...
Kimseye gereğinden fazla değer vermeyeceksin. Üzülüyorsun, ağlıyorsun, kalbin acıyor, düşünüyorsun.
Duygu israfı.
Kendini parçalıyorsun, onlar mutlu olsun diye kendi mutluluğundan ödün veriyorsun bazen.
Ne kıymetin biliniyor, ne de yanında olunuyor...
Gönül kırıklığı...
İnsanlardan yavaş yavaş uzaklaşıyorsun.
Kime güvenip güvenmeyeceğini bilemez bir hâle bürünüyorsun.
Her hareketlerinde bir şey arıyorsun.
Samimi mi, yoksa yapmacık mı diye kendince sürekli test ediyorsun.
"Üstadım" dedim;
"Bayrama ne alayım?"
Dedi;
"Birkaç piri fâniden gönül, birkaç çocuktan gülücük, alabilirsen birkaç fakirden de duâ al."
Cahit Zarifoğlu
Yeni telaşlarım, yeni kararlarım,
Yeni heyecanlarım...
Sevdiklerim ve sevdiğini hissettiklerim.
İyi gelenler, gidenler.
Sevinçlerim, hüzünlerim...
Kimse gibi olmayıp
Hep kendi gibi kalan yanım
Hoş geldin ❤
"Böyle olması gerekiyormuş" demeyi ciğerim yana yana öğrendim. Artık hiçbir şeyin yakasına tırnaklarım sökülürcesine yapışmıyorum. Bu zamana kadar olacağı varsa olurdu zaten deyip pes ediyorum. Emekse emek, zamansa zaman gözü kapalı feda ettiğim hiçbir şey benim olmadı çünkü...