Unutamadığımı, unutamadıkça daha çok unutamadığımı, sonuna kadar yaşanmamış bir aşkın yarım kalmışlığını hayatta hiçbir şeyin gideremediğini, bu yüzden yarım kalmış bir aşkla yıllar sonra ölündüğünde bile gidilemediğini, o yarım kalmış aşkın ve hikayenin tamamlanması için dünyaya dönüp dönüp gelindiğini, insanların bedenlere aşık olduklarını sanırken aslında ruhlara aşık olduğunu, bu uğurda dünyaya birkaç kez kadın, birkaç kez erkek olarak dönen aşıkları tanıdıktan sonra aşkın cinsiyetsiz olduğunu artık biliyorum.