Kitap iki bölümden oluşuyor ve Semerkant bölgesinin yakın ve uzak geçmişini anlatıyor. Aralarında yüzlerce yıl olmasına rağmen her iki bölümde de emperyal politikalar izleyen hırslı ve vicdansız yöneticiler yüzünden ezilen, acı çeken ve aç kalan halkların öyküsüne şahit olunuyor.
İlk bölümde o dönemin dünyasına damga vuran ve hâlâ konuşulagelen üç önemli ismin birbiri ile kesişen inanılmaz hikayesi anlatılıyor: Ünlü şair ve bilgin Ömer Hayyam, Haşhaşinlerin şeyhi Hasan Bin Sabbah ve Selçuklu Devleti'nin efsane veziri Nizâmülmülk.
İkinci bölümde ise Hayyam'ın yazmasının peşinde İran'ın yakın tarihine odaklanılıyor: Demokrasi ve laiklik isteyen ve bu uğurda hem içerideki yobaz molla takımı ile ve hem de onlarla işbirliği içindeki sömürgeci güçlerle mücadele etmeye çalışan ama sonunda kaybeden bir avuç devrimcinin hikayesi...
Özellikle bu bölümü okurken Atatürk'ü yâd etmemek ve O'nun gibi bir lideri bize nasip eden Allah'a şükretmemek mümkün değil.