Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nizamettin

Nizamettin

Nizamettin

, bir kitabı okumaya başladı
İslam Toplumuna Doğru
İslam Toplumuna DoğruSeyyid Kutub
9/10 · 209 okunma
Reklam
56 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Özet tadında bir inceleme...
' Hacmi küçük ama içeriği büyük olan bu eser yedi başlıktan oluşmaktadır. Başlıklarda işlenen konular şu şekildedir : Birinci kısımda, emperyalizmin altında inleyen müslüman halkların, tüm bu zulümlere rağmen hâlâ dirençli ve canlı kalmalarının nedeninin, akideleri olduğu vurgulanmaktadır. Ve yazar, üzerinde durulması gereken hakikatin işte bu akide olması gerektiğini ifade etmektedir. İkinci ve üçüncü kısımda, İslam tasavvurundan kaynaklanan sanatın belirli bir yöntemine ve sınırlarının çizilmiş olmasına değinilmektedir. Dördüncü kısımda, İslam'ın, sadece birtakım ibadetlerden veya sadece birtakım idare sisteminden olmadığına değinilmektedir. İslam aynı zamanda buluşçu ve icad edici bir sistemdir. Aynı zamanda İslam düşüncesinden kaynaklanan edebiyat ve sanata da değinilmiştir ki bunlar Allah yolunda tıpkı bir namaz ve cihad gibi insanın takatini arttıran, takatini yönlendiren ameliyelerdir. Beşinci kısımda, insan hayatının tüm alanını kapsayan bu İslami düşüncenin, insan hayatındaki tüm tasavvurları etkilediğine değinilmekte ve örnekler verilmektedir. Altıncı kısımda, İslam tarihinin elimizde iki şekliyle -eski arapça kaynaklarda dağınık şekilde ve batılı kaynaklarda yer alan şekilde- bulunduğuna değinilmektedir. Halihazırdaki konumumuzun ve istikbaldeki rolümüzün hakkıyla kavranması için İslam tarihi yeni bir yöntemle yazılmalıdır. Yedinci kısımda ise anlatılmak istenen şudur: Çıkar yol ne Batı'ya ne de Doğu'ya uymaktır. Bizim için yegane yol İslam'dır. Son olarak şunu demek isterim : Yazarı Seyyid Kutub olan eserleri mutlaka okuyun ve okutturun!
Tarihte Düşünce ve Metod
Tarihte Düşünce ve MetodSeyyid Kutub · Beka Yayınları · 2014187 okunma
56 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Tarihte Düşünce ve Metod
Tarihte Düşünce ve MetodSeyyid Kutub
9.2/10 · 187 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Misyonerlik faaliyetleri...
1909'da Filistin'deki Zeytun Dağı'nda toplanan Genel Misyonerler Kongresi'nin sözcüsü şunları söylemişti: "Batı'nın İslâm alemindeki yüz yıllık misyonerlik faaliyetleri büyük bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Çünkü bu zaman zarfında müslümanlığı terkedip hristiyanlığa geçenler ya baskılara boyun eğip çeşitli vaatlere aldananlar ya da geçim derdine düşüp zorunlu olarak bize gelen fakirlerdir". Bu sözler üzerine kürsüye gelen -Mısırlıların da tanıdığı- papaz Zwemer şöyle konuşmuştur: "Bu sözler misyonerlerin, İslâm alemindeki görevimizin hakikatini bilmediklerini gösteriyor. Bizim vazifemiz hiçbir zaman müslümanları, hristiyan yapmak için İslâm'dan çıkarmak değildir. Bizim asıl vazifemiz onları yalnızca İslâm'dan çıkarmak, öğretilerimize, hakimiyet (=nüfuz) ve fikirlerimize boyun eğmelerini sağlamaktır. Bunda da tam bir başarıya ulaşılmıştır.
Batı'daki ve Doğu'daki dini hürriyet masalı...
Günümüzde Batı'da ve Doğu'da milletlerin dinî hürriyete sahip olduğunu parlak cümlelerle iddia edenler var. Bunları söyleyenler ya maksatlı ya da aldatılmış kimselerdir. Oysa hadiseler ve vakıa gerek Batılıların gerekse de Doğuluların müslümanlara merhamet (ve hoşgörü) göstermediklerini ortaya koymaktadır. Her iki taraf da müslümanlar açısından merhametsiz birer düşmandır. Batı iğrenç bir emperyalizmle müslümanların kanını emip iliğini kurutmakta; Doğu ise -çeşitli isimler altında- bizzat devlet eliyle müslümanları sistemli bir şekilde imha etmektedir.
Reklam
İslâm'ın belirlediği hayat tarzı, Kur'an-ı Kerim'in güzel bir sesle okunmasıyla gerçekleştirilemeyeceği gibi, gece gündüz Allah'ı tesbih etmekle de gerçekleştirilemez. İslam'ın belirlediği hayat tarzı, ancak Kur'an ayetlerinin insan hayatında fiilen yaşanmasıyla gerçekleştirilebilir.
İslam
' İslâm, hayatı geliştirmek ve tekamül ettirmek için gelmiştir. O, herhangi bir zaman veya mekânda mevcut olan statükoyu korumak için gelmemiştir.
112 syf.
10/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Mutlaka okuyun ve okutturun !
' " Şehid Seyyid Kutub yıllar önceden istikbalin İslam'ın olduğu gerçeğini haykıran ve bu eseri ile beşeri ideolojilerin yetersizliklerini, insanlığı nasıl uçuruma sürüklediğini, buna mukabil İslam'ın niçin yegane umut olduğunu, niçin istikbalin İslam'ın olacağını gözler önüne sermektedir. " cümlesiyle yayıncı kitabı özetlemektedir. Eser 7 konu başlığından oluşmaktadır. Birinci kısımda İslam'ın tüm yönleri ile -sosyal, siyasal, iktisadi -bir hayat nizamı olduğu bundan dolayı vicdanlara hapsedilemeyeceği üzerinde durulmaktadır. İkinci kısımda, her dinin bir hayat sistemi olduğuna ve bundan yola çıkarak insan toplumuna egemen olan her sistemin de bir din olduğuna değinilmektedir. Üçüncü kısımda, Avrupa'da baş gösteren dinle-düzen arasındaki ayırma ve bu ayrımın neyden kaynaklandığına değinilmektedir. Dördüncü kısımda, Çağdaş İngiliz profesörü Bertrand Russel'in " Beyaz adamın üstün olduğu çağ artık sona ermiştir. " adlı yazısını değinilerek bunun aslında kaçınılmaz bir son olduğu anlatılmıştır. Beşinci ve altıncı kısımda, Avrupa'daki tehlike çığlıklarına Dr. Alexis Carrel'in ve ABD Dışişleri Bakanı Mr. Dulles'in çözüm olarak sunduğu tezler incelenmekte ve sunulan çözümlerin aslında çözüm olmadığına değinilmektedir. Yedinci kısımda ise, istikbalin İslam'a ait olacağına ve bunun kaçınılmaz olduğuna bundan dolayı da İslam erlerinin buna hazırlanması gerektiğine değinilmektedir.
İstikbal İslam'ındır
İstikbal İslam'ındırSeyyid Kutub · Beka Yayınları · 2023736 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
İstikbal İslam'ındır
İstikbal İslam'ındırSeyyid Kutub
8.8/10 · 736 okunma
Önümüzde bir mücadele var; zorlu, yorucu ve uzun! Bu mücadelede sebat etmenin yolu bu dinin istediği düzeye yükselmektir. Allah'ı hakkıyla tanıyıp iman ederek, O'na hakkıyla kulluk ederek, çevremizi saran şartları kavrayarak, çağın kültür ve uygarlığı hakkında bilgi sahibi olarak, insan hayatının tabiatını ve ihtiyaçlarını anlayarak istenilen düzeye yükselebiliriz.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
İnsan aklının madde dünyasında şaşırtıcı başarılar elde ettiğini görünce gurura kapıldık, aldandık. Zannettik ki uçaklar imal eden, atomu parçalayan, insan aklı, beşer hayatı için düzen koyma hak ve yetkisine de sahiptir. Düşünce ve inanç kaideleri, ahlâk ve yaşayış esasları belirlemeye de layıktır. Böyle bir vehme saplandık. Oysa unutuyorduk ki insan aklı madde âleminde bir şeyler yaparken bilebileceği, tanıyabileceği bir âlemde iş görüyordu. Çünkü o, bu âlemi kavrayacak yetilerle donatılmıştı. Halbuki 'insan âlemi'nde bir şeyler yaparken öncekine oranla büyük bir boşluğun içine düşer. Çünkü o bu âlemin korkunç ve karmaşık hakikatini kavrayacak yetilerle donatılmamıştır.
" Maddi şeyler birinci derecede gelir, maneviyat ise ona tâbidir. " diyen marksist nazariyenin tümünü reddetmeliyiz, hatta bu bize düşen bir görevdir de!..
423 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.