Nagihan Filiz
@Nagihan_21
49 okur puanı
Nisan 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
"Hukukun bittiği yerde hukuk okunmaz."
Sesi çıkmayan bir toplum içinde üç maymunu oynamayacak kadar gerçekçi ve tüm olanlara sessiz kalmayacak kadar cesur olan tek bir kesim vardır artık, o da gençlik.
Söyleyeceğim bir şey var ama ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Okur Takip Önerileri
Önemli olan az ya da çok yaşamak değildir, kısa sürede büyük işler yapmaktır.
İnsan kendi benliğine hükmedebilir. Günümüzün bize vermeyi reddettiği özgürlüğü zamanla kazanabiliriz. Şimdi zincirleri kırma zamanıdır. Zaman, aklımızı özgürleştiren ve bizi tutkuların ve hayvani güdülerin boyunduruğundan kurtaran güce sahiptir.
Ne yazık ki doğamızın duygusal tarafı psikolojik hayatımızın kesinlikle en güçlü kısmı olursa, onun üzerindeki gücümüz zayıf olur.
Hakikat sevgimizin asıl amacı hakikati sevdiğimize kendimizi inandırmaktır.
"İnsanlar ne der" endişesi en hoş ve en zeki insanları bile hiçbir orijinallikleri olmayan, ipleri başkalarının elinde olan güzel, mekanik kuklalara çevirir.
Güçlü duygular, zayıf duyguları dikkate almaz.
Descartes'e göre insanlar Tanrı'nın sürekli yaratımı olmadan var olmadıkları için hazlarımız, acılarımız, duygularımız ve anılarımızın bir gerçekliği yoktur, ancak sürekli bir tür yaratımla temanın yaşayan enerjisi yüceltilebilir. O olmadan insan soğuk, kuru, renksiz ve güçsüz tamamen soyut psikolojik durumlardan oluşan anılar dışında hiçbir şeye sahip olmaz.
Özgürlüğü elde edemeyen insan hayatın tüm derin ve sonsuz hazlarını kaçırır.
Schopenhauer'in çalışmalarında bulacağımız yegâne argümanlar:
1- Karakter geliştirilebilir olsaydı "insan gençlerden çok yaşlılarda daha fazla erdem bulunurdu" ki olay bu değil.
2- Kendisinin kötü olduğu insana bir kez gösterilince sonsuza dek güvenimizi kaybeder ki bu da hepimizin karakterinin değiştirilemez olduğunu kanıtlar.
Kant'a göre karakterimizi dünyada seçiyoruz ve seçimimizden geri dönüş yok. Zaman ve mekan dünyasına bir kez "indiğimizde" karakterlerimiz ve dolayısıyla iradelerimiz ufacık bir şekilde bile bir değişime uğramadan olduğu gibi kalırlar.
Ayrıca modern yaşamın şartlarının manevi hayatımızı hiçliğe indirgediğini ve zihinsel dağınıklığımızı artık bastıramayacağımız bir noktaya getirdiğini unutmamalıyız. İletişimin kolaylaşması, seyahatlerin sıklığı, dağlara çıkma ya da denize gitme alışkanlığı düşüncelerimizi dağıtan şeyler. Okumaya bile vakit olmuyor. Bir insan hem heyecan dolu hem de aynı zamanda boş bir yaşam sürüyor.