Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nazan Türk

Nazan Türk bir yorumu yanıtladı.
260 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Nancy Huston 'dan okudugum ikinci kitap Ağır Ölüm. Huston 'in en sevdiğim tarafı konuları kurgulama biçimi. Düz, kuru bir kurgusu yok. Insanı kitabın içine çekip alan bir kurgu bu. Bu romanında anlatıcı Tanrı. Tanrısal anlatıcı değil. Gerçekten Tanrı. Özellikle her bölümün basında karakterlerin gelecekte başına nelerin geleceğini anlattığı bölümler hem ironik hem de heyecan verici. Dolayısıyla karakterler ile ilgili her şeye hakim. Geçmişlerinden geleceklerine kadar... Romanın konusuna kısaca değinecek olursak,hepsi de orta yaşın üzerinde kadınlı erkekli bir topluluk Şükran günü yemeği için arkadaşları Sean Farrell'in evinde toplanırlar. Tam on iki kisi. İsa'nin Son Yemeği gibi. Bu arkadaş grubunun içinde museviler,siyahiler ,gizli eşcinseller, şairler, yazarlar, akademisyenler, fırıncı, avukat,doktor gibi farklı mesleklerden kişiler vardır. Olaylar aktarılırken bu kişiler hem kendi kendilerine iç monolog şeklinde hem de birbirleriyle konuşurlar. Bazen tam olmasa da bilincakisi gibi bir karakter konuşurken diğer karakterin monologuna şahit oluruz. Bu açıdan dikkat gerektiren bir okuması var. Ancak bu gözünüzü korkutmasın oldukça sürükleyici bir roman. Yine metinlerarasilik gibi farklı yöntemleri de kullanmış yazar. Tema olarak daha önce okudugum Fay Hatlarında olduğu gibi Yahudi soykırımı, ırkçılık, orta yaş bunalımı, ensest,ilgisiz ebeveynler,uyuşturucu gibi pek çok konuya değinmiş. Farklı kurgular okumayı sevenlere öneririm.
Ağır Ölüm
Ağır ÖlümNancy Huston · Sel Yayıncılık · 202139 okunma
Nurcan ince okurunun profil resmi
İncelemelerde böyle yorumları seviyorum. Bazı incelemeleri okuyorum da kitap kadar ağır yada anlaşılmaz. Kitap üzerine felsefe yapılmış. Yahu senin yazını okuyana kadar kitabı okurum. konuyu anlat kısaca vermek istedigi mesajı söyle ve geç. Tesekkürler
Nazan Türk okurunun profil resmi
Teşekkürler. Açıkçası ben de aynı dertten muzdaribim.
Reklam
Nazan Türk bir yorumu yanıtladı.
268 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bukowski'nin daha önce Kadınlar kitabını okumuş, hiç sevmemistim. Ergen bunalımları gibi gelmişti karakterin yaşadıkları ki otobiyografik öğeler de vardı. Yanlış kitaptan başlamışım. Ekmek Arası Bukowski'nin çocukluktan üniversite yıllarına kadar olan yaşamını, ailesini,hayata bakış açısının nasıl biçimlendigini konu alan bir roman. Bunu okuyunca Kadınlar romanındaki karaktere daha çok hak verdim. Kitaplar birbirini tamamladı karakter açısından. Bukowski tam bir underground yazar. Seven çok seviyor,sevmeyen hiç sevmiyor. Ben biraz arada kaldım. Hayatta hicbir şey yapmak istemeyen, insanları sevmeyip yalnızlığı bilinçli olarak tercih eden,gelişine yaşayan bir yazar. Yazar olmak için bile büyük mücadele vermemiş. Olmasaydı da üzülmezmiş gibi davranan biri.Alkolik,kadın düşkünü, parasının hesabını yapmayan bir insan.Tüm bunlarda çocukluğunda yaşadığı baba zorbaliginin ve anne umursamazliginin etkisi var.Dayak yerken anne hiç sesini çıkarmaz,çocuğunu korumaz hatta hak verir babaya. Bu nedenle silik bir karakterdir anne. Baba ise bir an önce kaçıp kurtulması gereken biri. E,böyle bir çocukluktan sonra çok da sağlıklı bir birey olması beklenemezdi. Bu durum da hem bütün hayatını hem de eserlerini etkilemiş.
Ekmek Arası
Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126,8bin okunma
Nazan Türk okurunun profil resmi
Her ne kadar yalnızlığı tercih etse de hep birine ihtiyaç duyar. Onu anlayacak, sevecek birine. Bulamadığında şişelere sığınır.
Nazan Türk okurunun profil resmi
Çocukken hayali karakterler yaratır. Onlarla ilgili hikayeler yazar
Nazan Türk yorumladı.
"Apartman yöneticiniz 20 yıldır yönetici. Asansör bozuk diye para topladı fakat asansörü yaptırmadı. Bir gün halat koptu ve asansörde dört kişi öldü. Yönetici bir yıl daha müsaade edin asansörü yaptıracağım diyor. Ne dersiniz?"
Nazan Türk okurunun profil resmi
Müsaade etmem,yönetime ben aday olurum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
244 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Insanın bir anda her şeyini kaybetmesi... Hiç bilmediği bir yere doğru yeni bir yolculuğa çıkması... Her şeyini geride bırakması... Sadece bir sırt çantasına sığdırdığı çocukluğu, anıları ve bütün bir geçmişi ile yollara dökülmesi ve bir belirsizliğe doğru gitmesi.... Ne kadar zor... Ne kadar yorucu... Hele de 14 yaşındaysan...Suriyeli Muaz'ın hikayesi bu. Savaştan kaçan Muaz ile şimdi deprem yüzünden evleri başlarına yıkılan ve yeni yurt edilmek zorunda kalan insanların hikayesi birbirine ne kadar benziyor. Zorunlulukların yarattığı yeni yaşamlar....Alışmak zor ama imkansız değil
Muaz
MuazBurcu Kapu · İnkılap Kitabevi · 09 okunma
Nazan Türk okurunun profil resmi
Kitaba depremden önce başlamıştım. Başlarken kitap ile ilgili kafamda farklı düşünceler vardı. Mültecilik konusu daha ağır basıyordu. Ancak deprem ile birlikte algım, bakış açım değişti. Dolayısıyla bu kitap yorumumu da yansidi . Yurtsuzluk sadece başka ülkelerde yaşamak değil ve kendini oraya ait hissetmemek değilmiş. Kendi yurdunda da köksüz olabiliyormuşsun
26 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.