Hastalar ancak günlük yaşam içinde , yakınları arasında ,davranışlarına hasta denilmeyen insanlar arasında iyi edilebilirler. Çünkü sinir hastalığı da bulaşıcı bir şey . Hem öyle mikrop almakla değil, bir insanın umutsuzlugunu derinden algilamakla bile geçebilir. O zaman gücün varsa kurtar kendini. Ne ilaç ,ne şok. Hastalık ile sağlık arasındaki bağ o denli zayıf ki , bir şizofrenin otuz yıllık solgunlugunu, zayıflığını, istahsizligini, çürümüş dişlerini ve zamanı yitirmisligini yakından duymak , şizofreni kokusunu koklamak bile hasta edebilir insanı. ....
Hiç düşündünüz mü? Ölen bir insanı gerçekten bir kez daha görebilir misiniz? Ölen bir okula gidebilir misiniz? Ölen bir evde uyuyabilirmisiniz? O yıllar öldü. O yılları bizi öldürecek biçimde yaşattılar.
Yaşam , şimdi ancak kavranilmasi ve anlaşılması gereken ; oysa yaşanması, gerçeğine inilmesi ilerideki yıllara atılan bir yabancı öge gibi önümüze getirilmis.
Bir zamanlar insan olan bir yaratık olduğumdan , eskiden benim olan duyguları yüreğimden silip atmalıyım... Belki haklısın, fakat eğer bütün bu duyguları söküp atarsak ben ya da içimizden herhangi biri, kendimizi nasıl savunabiliriz....
İnsanların garip bir yönleri vardi; kendilerini olduklarından daha da kötü gösteriyorlardi. Özde iyi olan bir insan, kimi zaman en kötü özelliğini bile açığa vurmaktan çekinmez.