Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nesrin

Nesrin
@NesrinK93
Sınıf Öğretmeni
Yüksek Lisans
Nevşehir
81 okur puanı
Ocak 2024 tarihinde katıldı
Günaydın. Bazıları kötülükten, dertten, felaketten beslenir. Bunun sanılanın aksine kıskançlıkla pek ilgisi yoktur; kendinden daha zorda birilerini görmek ferahlatır bu insanları. Ne yazık, hayatın tadını alabilecek hasletleri yok. Refik Halid Karay, "İnsanlar yalnız kendi saadetlerini iyice duymak için başkalarının felaketlerini arar," derken tam da bundan bahseder. Uzak durmalı sevgili okur. Bir ömür yaşayıp gideceğiz; yok yılların dostuymuş yok bilmem kimmiş yok aslında iyi biriymiş. Hikâye... Var olun.
Reklam
Günaydın. Her şeyi planlamak mümkün değilken bunca uğraş vermemiz ne tuhaf. Yarın şöyle olacak. Öbür gün böyle. Mümkün olsa bile ne korkutucu olurdu belirlenmiş, planlanmış bir gelecek. Frank Herbert, "Gelecek belirsiz kalsın çünkü o arzularımızla boyayacağımız tuvaldir," der. Yaşamak böyledir sevgili okur: Hayatın her an karşımıza çıkaracağı boyalarla en güzel şekilde boyamalı tek tuvalimizi. Var olun.
Günaydın. İyi ki Attilâ İlhan geçti bu dünyadan, iyi ki: "Ne vakit bir yaşamak düşünsem / Sus deyip adınla başlıyorum / İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin" Hayır, sevgili okur. Başka türlü olmayacak. Gerisini bilirsiniz. Var olun.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Günaydın. Hayatımızın değişmesi üzerine çok düşünürüz bazen. Hayli çok. Hakikat ise değişmeyeceğini doğrular, çoğunlukla: “'Hayatımız değişecek ama sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar.' 'Hayatınız değişmeyecek,' dedi Mike, biraz tahammülsüz. 'Belki planlarınız değişir ama hayatınız değişmeyecek.'" Olacak olan olur sevgili okur. Hayatı ıskalamayın. Var olun.
Günaydın. İnsanın belirsiz ve çaresiz kalmasından kötü pek az şey vardır. Ne fena... Nermin Yıldırım'ın dediği gibi: "Ama sanırım en kötüsü beklemekti. Ne beklediğini bilmeden beklemek." Çaresizliğin de belirsizliğin de uçup gittiği bir gün olsun sevgili okur. Var olun.
Reklam
Günaydın. Geride bırakmak ne zor. Bir yeri terk etmek ya da birini, küsmek, görüşmemeye çabalamak değil; geride bırakmak. Varlığını hiç olmamışçasına yok etmek. Ne zor. Calligarich, "Ama hep böyledir işte, yaşam boyu tanıştığımız değil, geride bıraktığımız insanlardır bizi biz yapan," der. Geride bıraktıklarımıza da şükür sevgili okur. Bizi biz yapan her şeye ve herkese, çok şükür. Güzel bir gün dileğiyle, var olun.
Günaydın. Yıllar geçse de büyüsek de hayallerimizin hepsine değil de birçoğuna kavuşsak da, daima bir şeyler noksan. Bir şeyler anlaşılmaz. Hiç bitmiyor insanın aradığı o "şey". "Mükemmel Günler"deki o diyalogu hatırlayın: "-Hâlâ anlam veremediğim pek çok şey var. -Hayat aşağı yukarı böyle bir şeydir." Ne tuhaf, sevgili okur. Anlam veremediğimiz hiçbir şeyin olmadığı, bütün cevapların verildiği bir hayatımız olsa, ne tuhaf olurdu! Var olun.
Günaydın. Her şeye rağmen yaşamak güzel, tüm olup bitene, yaralara, kayıplara... Her şeye rağmen: "yenilmedik cancağızım / kargılar vurdukları yerlerimizden yeniden bittik" Güzel bir hafta sonu dileriz sevgili okur. Var olun.
Günaydın. İnsan zihni ne tuhaf, öyle yaşandığına epey emin olduğumuz hatıralar aslında öyle değildir. Bir şeyler değişmiştir, hissederiz fakat bir yandan da eminiz işte. Yaralayan, kötü anılardır bunlar ekseriyetle. Bir kargaşa ki alıp götürür beynimizi, yüreğimizi. Schulman'ın başka bir romanında geçer: "Bazen travma yaşadığımızda zihnimiz, anılarımızı değiştirirdi. Benjamin bunun nedenini sordu, terapist de, 'Dayanmak için,' diye cevap verdi." Sebebi buymuş demek sevgili okur. Var olun.
Günaydın. Tutkunun ne olduğunu unuttuk, sıradan günlerden mi şu bitmeyen rutinden mi bilinmez. Lou Andreas-Salomê'nin şu muhteşem cümlelerini okuyoruz sonra: "Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir şeyle yetinmiyorsunuz, hiç düşünmeden, hiç kuşkuya kapılmadan, hatta ayrımına varmadan alıyor ve veriyorsunuz; tehlikeye gülerek, kendinizi unutarak bakıyorsunuz; takatten kesilen bir akıl ve yoğunlaşan bir ruhla ilerliyorsunuz…" İnsan ömründe, en azından bir kere, böyle hissetmeli sevgili okur. Ne güzel şey tutku... Var olun.
Reklam
Günaydın. Bazen çok arzu ettiğimiz şeyler olmaz ya, çok uğraşır çok didiniriz. Zorlarız bir yönüyle. Yakınında dururuz arzu ettiğimiz her neyse, sonra daha yakın daha da yakın... Ádám Bodor, "Belki de uzaklardan bakarak görmenin sevdanın henüz denenmemiş bir yolu olduğunu düşünmüştü," der. Belki de öyledir sevgili okur. Belki de bu kadar hevesli görünmemeli, bir de böyle denemeli. Var olun.
Günaydın. Gitmenin ekseriyetle iki yönü vardır. Biri neşe, umut, heyecan taşır öteki daima keder. Mevsim Yenice bir başka öyküsünde tam da bundan bahseder: "Nereye gideceğini sormuyorum. Çünkü ikimiz de biliyoruz; gitmek gitmektir, neresi olduğunun önemi yok." Bazen sadece gitmek gerekir sevgili okur. Önemi yoktur varılacak yerin, giden için de terk edilen için de. Var olun.
Günaydın. Şu çağın en büyük derdi insan. Dostu, sevgilisi, iş arkadaşı, akrabası... Seçebildiklerimiz de seçemediklerimiz de dert olabiliyor. Her şey yolunda gitse, insanlar zaman zaman can sıkıyor. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi soruyorlar, neyin var? Paul Auster cevaplıyor: "Benim bir şeyim yok. Doğru insana rastlamadım, hepsi bu." Yeni bir haftaya girerken doğru insanlar diliyoruz sevgili okur. Doğru dürüst insanlar... Var olun.
Günaydın. Hiçbir sebep yokken hüzünlenir insan. Bazen. Sürekliliği tuhaftır da bu kadarı normaldir, olur böyle şeyler. Olur ki şiirlerde okunur: "Güzel şeyler düşünmeme rağmen / Durmadan ağlamak geliyor içimden" Arada ağlamak da iyi gelir sevgili okur. Hiçbir sebep yokken yahut neşeden, sevinçten. Var olun.
97 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.