Gecenin dürüstlüğünden herkes kuşkulanır
korkulur o kuş yüklü iniltilerden
ve mor ağzını gecenin kumuna batıran ben
çağdaş serüvenler adına
bütün fotoğraflarını yakan
yakan ve bekleyen.
Günaydın. Mecburiyetlerimiz bizi nasıl da hapsediyor, hiç farkında varmıyoruz üstelik. Tam da Levi'nin dediği gibi: "Yaşamaya mecbur olduğumuz tüm insan ilişkilerinde küçük sevinçlerden hep medet ummaya çalışacağız. Ve bu yolun bir yerinde hiç beklemediğimiz bir anda bir hayaletin ya da şehrin tutsağı olduğumuzu anlayacağız." Geç olmasın sevgili okur. Bu tutsaklığı fark ettiğimizde, dileriz ki yıllar yıllar geçmiş olmasın. Var olun.
Günaydın. Bu çağda kimse açık değil. Hep bir oyun hep bir karmaşa hem bir yarım bırakma. Hikâyeler de yarım, dostluklar, ilişkiler de. İnsan neyin bitip neyin bitmediğini, neyin iyiye gidip neyin gitmediğini bir türlü anlayamıyor. Marguerite Duras, "...yitirmek istemiyorsam, özgür bırakmak zorundayım." diyor Sevgili'de. Bu belirsizlik çağında kendinize de karşınızdakine de yapacağınız en büyük iyilik açık olmak ve onu özgür bırakmaktır sevgili okur. Dönecekse de, sevecekse de, yitirilip gidecekse de herkes kendi bilir. Yetmedi mi? Var olun.