Canının içi yavrusunun bir iki damla gözyaşına saatlerce üzülen bir anne, bu kadar şefkatle beraber acaba neden yavrusunun olgunluk kazanmasını istemez? Çocuklarının düşecekleri cehalet çıkmazından kurtulamayarak zamanlarını boşa geçireceklerini düşünmezler mi?
Bu acele içinde ölümden mi kaçılıyordur yoksa kovalanıyor mudur ölüm, orası pek belli değildir. Öyle bir kaçma-kovalamaca oyunu işte.
Ömer Madra (Tutunamayanlar önsözünden)
İnsanı kitap değil, yine insan terbiye eder. Büyüklerimden işitmiştim: “Kitap insanı terbiye etseydi Cenâb-ı Allah peygamber göndermez, sadece kitap indirirdi.” İnsanı insan terbiye eder, mürebbî insandır. Yaratılışımız böyledir.
Sadettin Ökten
karanlıktan korkmayız asıl korktuğumuz şey dokunduğumuz şeyle kendimizi yaralama ihtimalimizdir. Bir ihtimalden korkarız. Ben dokunduğum şeyin kendim olmasından korkuyorum. Kendimi kendimle yaralamaktan korkuyorum