Değerli Müminler!
Yüce Rabbimiz, kadını kadın, erkeği erkek
olarak yaratmıştır. Kadın, kadın olarak; erkek de erkek olarak her türlü hürmete layık, saygın birer varlıktır. İnsanın temiz fıtratını bozmayı amaçlayan sapkın anlayışların tamamı, ilahi iradeyi yok sayarak insanın
yaratılışına müdahale etmektedir. Fıtratı bozmaya yönelik davranışlar, özgürlük söylemlerinin arkasına sığınılarak asla meşru hale getirilemez. Dinimizin kadın ve erkeğe bakışıyla uyuşmayan yanlış anlayış ve
tercihler, aile yapısını bozmakta, insan neslini ifsat etmekte, toplumu felakete sürüklemektedir.
وَاِنْ تَعْجَبْ فَعَجَبٌ قَوْلُهُمْ ءَاِذَا كُنَّا تُرَاباً ءَاِنَّا لَف۪ي خَلْقٍ جَد۪يدٍۜ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ الْاَغْلَالُ ف۪ٓي اَعْنَاقِهِمْۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ
Eğer şaşacaksan, asıl şaşılacak olan onların, "Biz toprak olunca yeniden mi yaratılacakmışız?" demeleridir. İşte bunlar Rablerini inkar edenlerdir. İşte onlar boyunlarına demir halkalar vurulanlardır ve işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.
Bütün bu ilmî zarûretler bir tarafa: kâinâtın Hâlik'ı bizzaf kendi ismini kendi bildirmişken, O'nun Zâtine, totemik ve teslis inançlarına uygun kelimelerden ad uydurmaya çalışmak, şâyet kötü bir niyetin eseri değilse, mutlaka korkunç bir cehâletin netîcesidir.
Müslüman: işi ve gidişi, tutumu ve ahlâkı da müslümanca olandır.
Müslüman; ahmak olamaz,
Müslüman; hayrını-şerrini,dostunu-düşmanını, seveceğini-sevmeyeceğini bilen kimsedir!...
Körpe dimağlara fuhuş zerkeden,
Âile bağlarını yıkmaya yeltenen,
Kumarı ibâdet sayan,
Sarhoşluğun ve sarhoşların maddahlığını yapan,
Mukaddesatla alay eden, ecdâda küfreden,
Kökü dışarıda, sinsi ve gizli cemiyetlere, millet bütünlüğünü parçalama gâyesini güden derneklere üye olmayı medenîlik addeden,
Müstehcen resimlerle, yüz kızartıcı haber ve yazılarla, hayâyı-iffeti, ahlâkı-edebi paramparça eden zihniyyet ve telkinleri benimseyip gıdâ edinen Bir kimsede, din duygusu münkalır, vatan muhabbeti mi düşünülür?
لَقَدْ كَانَ ف۪ي قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِاُو۬لِي الْاَلْبَابِۜ مَا كَانَ حَد۪يثاً يُفْتَرٰى وَلٰكِنْ تَصْد۪يقَ الَّذ۪ي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْص۪يلَ كُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ
Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur'an uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.
Rûhun bütün arzûsu heder, öyle mi -Hâşâ-
Tiksindirir insânı, bu çılgınca temâşâ!..
Rûhu topraklara defnetmesi, maddiyyûn,
İntiharlar gibi korkunç, ne fecî kanlı oyun!..
Vicdan bulur âsûde tesellisini(DÎN) de,
Mes'ûd ebediyyet, bu hayâtın ötesinde!..