Savaş nerede olursa olsun , taşıdığı anlam felakettir...
Robert Jordan , İspanya iç savaşında köprüleri uçurmakla katkı sağlayan İngiliz vatandaşıdır. Dağlarda tanıdığı aynı görüşte ve misyondaki kişilerle bu savaşın yükünü çekerler. Sürekli tetikte olmak, uçak ve insan hareketliliği ve ses kirliliğine maruz kalmak, duş alamamak, rahat bir yatakta uyumak yerine uyku tulumlarına hapsolmak vb. savaşın bilindik ; ancak acı gerçekleridir. Burada tanıdığı Maria isimli kıza da aşık olunca her şey daha da çetrefilli olur. Artık hayata daha farklı bakacaktır. Ancak savaş hayalleri gerçekleştirmeye izin verecek midir?
Romanı okurken, kendinizi dağlarda, iç savaşın ortasında hissetmenizi sağlayacak kadar başarılı bir yazar Hemingway. Bu eseri 30 sene önce Sabah Gazetesi'nin kuponla verdiği eserler başlığıyla biriktirip almıştım. O dönemler ağır gelmişti ve yarıda bırakmıştım. Bazı eserler zamanını bekler. Acıyla okuduğum ve savaşın yine yine yine ne kadar zalim, acımasız ve özellikle kadınları yaraladığını tekrar teyit etmiş oldum :((
Sanırım yetmiş saati, yetmiş yıla sığacak kadar dolu dolu yaşamak mümkün ; tabii o yetmiş saat başlayana dek hayatı doya doya yaşadığını ve belli bir yaşa geldiğini varsayarak...
Her bir insanın ölümü de işte böyle azaltır beni; çünkü ben insanlığın bir parçasıyım. Sakın sorma çanlar kimin için çalıyor diye; senin için çalıyor...
~ John DONNE ~
Anne, sevdiği adamdan babası ve vaftiz annesinin baskısıyla ayrılmak zorunda kalmıştır. Deniz subayı olan Yüzbaşı Wentworth ile yıllar sonra tekrar karşılaşınca bu aşkın dinmediğini anlar. Yüzbaşı ona karşı her ne kadar kayıtsız gibi görünse de aslında ondan beter durumdadır.Anne'e yazdığı mektupta bunu dile getirir :
"Sekiz buçuk yıl önce neredeyse kırdığınız zamankinden bile daha çok sizin olan bir kalple, kendimi tekrar size sunuyorum..."
Bu zamanda böylesi yaşanası aşklar olmadığı için yüzbaşının aşkının bana garip geldiğini söylemeliyim. Bunca yıl beklemek ve başka hiçbir kimseyi düşünememek. Hem de bir erkeğin bunu hissetmesi.
İngiliz edebiyatı ve özellikle Austen romanlarında aşk, nezaket ve saygı çerçevesinde yaşanıyor. Romanda genelde bu hava hakim. Tüm insani ilişkilerde saygı ve görgü kuralları ağır basarken, çılgınlık ve delilik gibi heyecanlar yoktur. Bunlar kişilerin iç dünyasında yaşanır ; ama dışta yansıtılmaz.
Duygusal aksiyon olarak nitelendirdiğim eserlerden oldu...