"Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, tüm duygularını tüketmiş bir insan karşısındakine asla hak ettiği değeri vermiyor, onun için parmağını bile oynatmıyor. Hatta kendi yaralarının aynısını karşısındakine açmaktan çekinmecek kadar acımasız oluyor. " demiş birisi... Ne fena...Bu da kul hakkı değil mi?
...
Gün bizim güneş bizim, göğsümüzde ateş bizim
El ele olduğumuz o gün gülmek bizim
Dün bizim yarın bizim, yana yana sevmek bizim
Hasrete vurduğumuz göz göz yürek bizim
...
...Ve güz geldi Ömür hanım.
Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul.
İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde.
Yağmur ha yağdı ha yağacak.
İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan.
Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... Ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?
Hayallerimiz olsun.
Yaşayalım
Özgür
Güzel
Düşünceli.
Anlatalım
Düşündüklerimizi birbirimize.
Sevinç egemen olsun her yerde
İnsanca
Bir kaygı.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar.
Yağsın.
Dünya daha güzel olacak
İnanıyorum buna.
Bir insan kalbinin güzelliğine
Çocukluğuna
Sonsuz cesaretine, olanaklılığına
İnandığım kadar.
#AtaolBehramoğlu
...
Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından
...
Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar
Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar
...
#ErdemBayazıt
Başkalarının hassasiyetlerine saygı gösterdiğimiz halde kendi hassasiyetlerimize saygı gösterenin olmaması, ilahi adalet terazisinde nasıl karşılık bulur acaba ?
Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın?
Ben de gülemedim; yalan dünyada
Sen beni gönlümce mutlu mu sandın?
Ömrümü boş yere çalan dünyada
Ah, yalan dünyada, yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
...
Kabri nurla dolsun "Bozkır'ın Tezenesi"nin...
Tüm sözlerimi geri alıyorum
Yazdığım şarkıları çöpe atıyorum
İnsanları geç de olsa şimdi anlıyorum
Yürümek için yeni yollar çiziyorum
Yine zorluklar çıkacak önüne
Hayal kırıklıkları olmazsa olmaz
Üç beş sıyrık daha alacaksın elbet
Ama kendini buluyorsun sabret
Sabret sabret
Bu günler geçecek elbet sabret
Sabret sabret
Bir keder bin ders oluyor sabret
youtu.be/4AO7QwTe034
Yarab! İnsan oğullarından çektiğim yeter
Gökyüzünden benim hisseme düşeni ver
Altına dilediğim gibi ömrümü sereyim
Mendil kadar olsun tarlamı ayır
Beni doyuracak ağacı göster.
Rabbim! İnsan oğullarından çektiğim yeter
Yalnız senin ellerin gezinsin ömrümde
Beni yalnız sen mahkum eyle sen azat
Ve yalnız sen canımı iste benden ki
Nereye saklayacağımı şaşırmadan vereyim
...
Bir kuşu dilinden hiç öpmedim
Belki bir gün öpebilirim
Belki bir gün rüzgar olurum ben de
Eserim başakların üzerinden
Kalbim bir yaz gününe karışsın isterim
Bir kuş cıvıltısında doğmak için yeniden
Kitap okuduktan sonra kitabın kapağını kapatıp içinde bulunduğum dünyaya geri döndüğümde, hak ettiğim yerde olmadığımı hak ettiğim şeyleri yaşamadığımı düşünüp hüzünleniyorum. Bir nevi aydınlıktan karanlığa geçiş yani.
Bütün iyi kitapların sonunda
Bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
Meltemi senden esen
Soluğu sende olan
Yeni bir başlangıç vardır
Parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın
Gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın
Onu işitsen, yuvarlağı sende kalır
Her başlangıçta yeni bir anlam vardır.
Nedensiz bir çocuk ağlaması bile
Çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.