Her yazar içerisinde barındırdığı bütün duygu/düşünce, edinilmiş tecrübeler ve gözlemlerini ortaya koyduğu eserinde satır aralarına yerleştirir okurun onu da tanıması için. Satırlarda sadece kendinden bir şeyler bulunmaz ayrıca hedefleri, idealleri, yanlış olarak ettiği ve bunların düzeltilmesi için nelerin yapılması gerektiğini de belirtir… Yaşar Kemal i okumak demek Anadolu’yu okumak demektir. Anadolu insanının yaşayışını; çektikleri zorlukları, toprağın ve toprağa verilen emeğin bir insan için ne ifade ettiğini, içinde yaşadığı doğanın zenginliği ve güzelliğini ve tüm bunların bir insanın iç dünyasını nasıl şekillendirdiğini betimlemeleri ile bize yansıtmaktadır. Aynı zamanda yazar; zulme, haksızlığa, insanın insan üzerinde kurduğu haksız üstünlüğe, güçlünün zayıfı nasıl ezdiğine bizi şahit tutar yazdıkları ile. Fakat yazar tüm bınlara karşın, tüm bu olumsuzlara karşı cesareti, adaletsizliği ve zulme başkaldırmayanlara rağmen toplumsal bir vazife ile insanların arasından korkusuzca çıkıp tüm ezilenlerin, hakkı yenilmişlerin hakkını savunacak bir kahramanın her devirde çıkacağını bundan şüphe duyulmaması gerektiğini vurgulamakla beraber bu kahraman üzerinden umutsuzluğa düşülmemesi gerektiğini bize öğretir. Bununla beraber yazar, toplumun sahip olduğu kültürel mirası ve bu mirasın korunması için de betimlediği yörenin; ağız/şivelerini, yemek ve sosyal yaşam kültürlerini( adet, örf, töre) romanına dahil ederek bize bütüncül bir resim çizer..
