İnsanoğlu, yeniliklere ihtiyaç duyar. Fakat özümüzü unutup birilerinin peşine takılmak da insanoğlunun yaptığı bir davranıştır. İnsanoğlu, tüketmeyi sever. Zamanı, eşyayı, ömrü... doğru, tüketmeyi sever fakat bugüne kadar üreterek hayatta kaldılar. Bu her insan için geçerlidir. Lakin, üretmek yerine yine birilerinin peşine takılmak bizi içten içe çürütüyor. Belki biraz farklı bir yoldan gelmiş olduk ama yazar bu denemeleri ile bir derdi oldugunu -ki günümüzde birçok insanın dertlenmeyeceği konulardan bahsetmektedir- anlatıyor. Artık öyle bir noktaya geldik ki hayatın hızlı akışı içinde durup güzel olana bakmak yerine teknolojiye adeta bir oksijen kadar gerek duyar olduk. Evet doğru olan teknolojiyi gerektiği şekilde kullanmaktır. Ancak bağımlılık düzeyine gelen ve bu sebepten geçmişte kalıp unutulmaya yüz tutmuş birçok güzellikten bahsediyor yazarımız. Yine kelimelerin, eşyaların, sosyalliğin en güzel hali olan sokakların, yitip giden ömrün öneminden bahsediyor. Durup zamanı anlamak, alemi seyretmek, seher vaktinde o tatlı esintiyi duymak. Bütün bunları samimi bir şekilde tıpkı sohbet eder gibi anlatmaktadır. Günlük yaşamda önem verilmeyen suyun, havanın, toprağın, çevrenin ve tabiatın öneminden elimizden gitmeden kıymetini bilmemiz gerektiğinden bahsediyor. Okurken dertlenmeye değer konular ile farklı sokaklara bakmanıza imkan veriyor. Bütün bunları yazma sebebim dertlendiğim konulardan bahsettiği gibi yeni dertler kazandırdığı içindir ve en nihayetinde derdimi yazmam için bir vesile oldu. İlk adımımı bu kitap ile atmış bulunuyorum.
![Hanefi Fıkhı [et-Teshîlü’d-Darûrî li-Mesâili’l-Kudûrî]](https://r2.1k-cdn.com/sig/size:64/plain/https%3A%2F%2F1k-cdn.com%2Fresimler%2Fkitaplar%2F931347_117c0_1627130162.jpg){kind=small}
