Belli ki artık Filistin mazlumları mahzun, zalimleri mağrur edip mamur eden yurt olacaktı.
Filistin benim yazgımı kuşanacaktı.
Ağlıyordum...
Filistin, hep Hacer kadar ağlayacaktı.
Filistin'e bundan böyle gözyaşı düşmüştü...
Artık Filistin'de hep benim gibi analar, İsmail gibi çocuklar ağlayacaktı. Filistin'de ağlayan her çocukta İsmail'in sesi, benim hıçkırıklarım duyulacaktı.
Filistin'e bir ananın ahı düşmüştü.
Her şey ezel sırlarının yazılarıydı.
Özgüven problemi, kaybetme korkusu, kendini bir kişi ya da gruplara kabul ettirebilme zorunluluğu hissedenler için okunması gereken bir kitap olabilir lakin belirtmeliyim ki bu durum 16-22 yaş grubu için geçerli. Bunun dışında çok da istifade edilecek bir durum yok, üzgünüm. İcerik olarak kendini tekrara düşürdüğü çoğu bölümü mevcut. Okumaya başladığım ilk sayfadan son ana kadar sadece yarım kalmasın diye bitirmek için çabaladığım bir kitap oldu. Kitaplığıma değil de hitap ettiği yaş grubuna hediye etmek üzere verilecekler listesine eklendi.
Şimdi düşünün bakalım, kendinizde olanın daha fazlasını hiç düşünmeden başkalarına sunduğunuz halde, fedakarlıklarınızın haddi hesabı olmadığı halde, kendinizi başkalarının mutluluğuna adadığınız halde neden hala mutsuzsunuz?
"Doğallığını yitirmiş hayatın insanları olarak kimseyi kınayabilecek durumda değiliz. Kendi ellerimizle bozduk bu düzeni. Kınayacaksak eğer ihtirasımızı, nefislerimize esaretimizi kınayabiliriz. "