Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Onur Güzey

İşin en ilginç yanı, etraflarındaki ağaçların ve başka şeylerin yerleri hiç değişmemişti; ne kadar hızlı giderlerse gitsinler hiçbir şeyi geçmemişlerdi.
Sayfa 17
Reklam
Kocaman bir satranç oyunu oynanıyor.... hem de tüm dünyada...
Sayfa 17
"Henüz içeri girmeyeceğim. Evet biliyorum, tekrar aynanın içinden geçip eski odaya geri gitmem gerek ama bu serüvenimin sonu olur!"
Sayfa 11

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İdealar kuramı Platon'a göre bilinen şeyler sadece gerçek olmakla kalmayıp ayrıca kusursuz ve değişmez olmalıdır. Ne var ki mağara içindeki yaşam tarafından simgelenen görgül (ampirik) dünyadaki hiçbir şey bu tasvire uymaz: uzun boylu bir kişi ağacın yanında kısadır; öğleyin kırmızı görünen bir elma akşam karanlığında siyah görünür vs. Görgül dünyadaki hiçbir şey bir bilgi nesnesi olmadığı için Platon, İdealar (fikirler) diye adlandırdığı kusursuz ve değişmez varlıklardan meydana gelmiş başka bir evren (mağaranın dışındaki dünya) olması gerektiğini ileri sürer. İdealar dünyasında örneğin bir Adalet İdeası vardır; herhangi bir adil eylemin adil olması, Adalet İdeası'nı taklit ya da kopya etmesi sayesindedir. Mağara Alegorisi'nde ileri sürüldüğü gibi İdealar arasında bir hiyerarşi vardır; hepsine egemen olan, Güneş tarafından simgelenen İyilik İdeası'dır. Öbür İdealara nihai anlamını veren, hatta onların varoluşunun altında yatan bu ideadır.
Sayfa 9
Reklam
Bilgi felsefesi (epistemoloji), felsefenin bilgiyi sorgulayan alanıdır. Ne biliyoruz? Nereden biliyoruz? Bir şeyin bilgi kabul edilebilmesi için gerekli koşullar nelerdir?
Sayfa 7
Bostrom'un iddiasının mantığına göre simüle bir dünyadaki simüle zihinlerden biri olma ihtimalimiz, gerçek dünyadaki azınlık zihinden biri olma ihtimalimizden çok daha fazladır!
Sayfa 6
İÖ ~375 Platon'un magarası 1637 Beden-zihin problemi 1644 Cogito ergo sum (Düşünuyorum oyleyse varım) 1655 Theseus un gemisi 1690 Algı perdesi 1974 Deneyim makinesi 1981 Kavanozdaki beyin
Sayfa 4
Tam doğru diye bir şey yoktur; tüm doğrular yarı doğrudur. İşleri karıştıran, onları tam doğrularmış gibi ele almaya çalışmaktır.
Alfred North Whitehead
Felsefenin amacı, ifade etmeye değmez görünecek kadar basit bir şeyle başlayıp, hiç kimsenin inanmayacağı kadar paradoksal bir şeyle bitirmektir.
Reklam
Pisicik güzelim, gel oynuyormuş gibi yapalım..." Ah, keşke burada Alice'in söylediği "...mış gibi yapalım"la biten cümlelerin yarısını size anlatabilseydim. Daha bir gün önce, sırf Alice"Gel krallar ve kraliçelermişiz gibi yapalım," diye hayal kurmaya başladığı ve gerçekçi olmayı seven ablası da bunu yapamayacaklarını çünkü sadece iki kişi olduklarını söylediği için ablasıyla uzun bir tartışma yaşamıştı. Alice sonunda"Peki, o zaman sen bir tanesi ol ve geri kalanların hepsi benolurum," diyerek geri adım atmıştı.
Sayfa 4
Eminim sonbaharda yapraklar sararmaya başlayınca ağaçlar uykulu görünürlerdi.
Sayfa 3
π'yle ilgili tarihteki belki de en garip olay ABD'de Indiana eyalet meclisinin pi'nin değerini kararname ile belirleme girişimidir. Bu olay 19. yüzyılda tıpdoktoru Dr. E.J. Goodwin'in π'yi daha kullanılabilir hale getirmek adına yaptığı tasarı sonucu yaşanır. Tasarının hayata geçirilmesindeki sorunlardan biri teklifi hazırlayan kişinin pi'yi istediği değerde sabitlemekteki başarısızlığı olmuştur. Neyse ki π'nin değerini kanunla sabitlemeye çalışmanın ne kadar ahmakça bir çaba olduğunun son anda farkına varan meclis tasarıyı reddetmişti. O gün bugündür politikacılar pi'ye bulaşmazlar.
Sayfa 23
1.690 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.