Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Orazbayramov

Her aşk farklı olduğuna göre (farklı kokular, farklı dokunma biçimleri, farklı psikolojik roller), her aşkta, paylaşılan sözcükler de farklı olur, diye düşünüyor insan. Ama hayır! Kalıp sözcükler, yaşadıklarımızdan daha önemli. Ve "seni seviyorum" tümcesindeki totaliter sahiplenme, tüm aşk deneyimlerini standartlaştırıyor.
Sayfa 36 - iletişim yayınları
Reklam
Bugün, yeryüzündeki cehennem sansüre tabi. Tabu sayılıyor.
Sayfa 28 - iletişim yayınları
"Her şey daha çok zaman olsun diye hızlandı. Zaman ise gittikçe azalmakta" diyen Canetti'nin acısı, Yozgat'ın da yazgısı. Kentler de insanlar gibi mizah duygusuyla birlikte kederim de yitiriyor sanırım. Geriye, belleksiz sokaklarda bir yeni zaman politikacısı ile plastik şarkılar kalıyor. Yozgat, bundan ne kadar uzak durabilirdi ki...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ermeni ve Rum ustalardan kalan birkaç taş yapı, ahşap konak dışında, coğrafyasını, iklimini, kültürünü paraya çeviren kimliksiz bir "büyüme", onun da belleğini, geçmişsiz geleceksiz bir zamana hapsetti.
Ve bir gün, çocukların ve kitapların tanrısı, henüz üçüncü sınıftayken, bir sandık dolusu kitabı önüme boşaltıverdi. Denizler Altında 20.000 Fersah, Tom Sawyer'in Maceraları, 80 Günde Devr-i Âlem, Hz. Ali ve Hayber Kalesi, Kerem ile Aslı, Polly anna, Pinokyo... Şehrazat'ı ve Şehriyar'ı, Binbir Gece Masalları'nı bilmeden sevdim. Jules Verne bendim. Mark Twain ben. Hz. Ali, Aslı'nın Kerem'i... Robinson Crusoe değil ben kuruyordum ıssız adayı.
Reklam
Amerikan yardımı süt tozunun, belleğimi bugün bile ayağa kaldıran bulantı günleri.
"Ben, bir başkasıdır" diyen Rimbaud'yu bilmiyordum henüz. İnsanın ben'inin, dünyanın bütün insanlarından, doğanın bütün varlıklarından oluşan bir mucize olduğu, o günlerden kalma bir gizli bilgi olmalı
Evlerden birer tanrı suretinde çıkıp, daha yalnız birer tanrı olarak dönen erkekler, kahvelere camilerden daha sadıktılar ve çocuklarından çok merak ederlerdi "ajans haberlerini."
Akşamlar, biçilmiş ekin kokularıyla gelirdi; sesleri banka kredisinin faiziyle yükselen babalarla, etekleri yemek derdine düğümlenmiş annelerle gelirdi...
Git kurtar kendini dostum! Kurtar canını tüm bağların zulmünden! Ve bırak evleri, onları yapanlara mezar olsunlar! Git! Seninkinden başka toprak bul! Kendi ülkenden başka ülkeler! Ama asla kendi canından başka can bulamazsın! Düşün! Tanrının toprakları sonsuz genişlikteyken, seni alçaltan bir ülkede yaşamanın ne kadar anlamsız, ne kadar şaşırtıcı olduğunu! BİNBİR GECE MASALLARI
Reklam
Acısını unutanın Yıldız dolmuyor gecesine Buydu bizim soylu yalnızlığımız.
İki Hayat
Sonsuzluğu bağışladı onlara Eşyaların tanrısı Ölüm uğramayacak evlerine!
Bedava içki var diye gelmiş de olabilir gerçi, bedava mezar bulsa girip yatacak herif.
Ölmeyi gerçekten dilediği zamanlar oldu Connell'ın, ama Marianne'in kendisini unutmasını asla tüm yüreğiyle istemedi. Connell'ın kendine ait muhafaza etmek istediği tek parça da, Marianne'in içinde var olan parçası zaten.
Sayfa 246 - Can Sanat Yayınları
Aidiyet
"Aidiyet" hissini sordu ona. İki mekan arasında hapsolduğunu söylüyordun, dedi, ne evine ne buraya ait hissediyordun.
Sayfa 241 - Can Sanat Yayınları
710 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.