Kant için "değişim" reddedilemeyecek bir gerçeklik olarak, sahici "dünyanın çözümsüz bir açmaz olmasının nedenidir. Kant'a göre dünyada dört temel uzlaşmaz çelişki vardır ki, bunlar insanoğlunu şeylerin aslını görmekten alıkoyar: (1) Dünyanın hem zaman ve mekân olarak kısıtlı, hem de sonsuz olması, (2) maddenin hem münferit (ayrı ayrı) parçacıklardan oluşması, hem de kesintisiz bir bileşim olması, (3) her şeyin hem doğa kanunlarına tabi olup, hem de doğa dışı güçlerden etkileniyor olması, (4) Mutlak suretle gerekli olan varlığın dünyada hem var, hem de yok olması. Hal böyle olunca, Kant, insanoğlunun şeylerin "aslını değil, ancak kendisine göründüğü kadarını bilebildiği sonucuna varır. Hegel farklı.