Gerek başkalarını incitmek için dedikoduyu kullanan,gerekse kendilerini incitmek için başkalarını kullanmak isteyen parazitlere bağışıklık kazanmışsınızdır.
Sayfa 53 - İkinci Anlaşma: Hiçbir Şeyi Kişisel Algılamayın
Söz saf sihirdir ve birinci anlaşmayı benimsediğinizde, sihir hayatınıza girer. Niyet ve arzularınız kolay gelir çünkü karşı koyma yoktur,korku yoktur, yalnızca sevgi vardır.
Sayfa 43 - Birinci Anlaşma: Kullandığınız Sözcükleri Özenle Seçin
Saygı dilini öğrenmek o kadar zor değildir. Gaflarımıza sabırla yaklaşabiliriz. Yüksek sesle, "Seni gerçekten seviyorum!" diyebiliriz. Sıradan bir hataya verilecek uygun bir karşılık "Seni şapşal! Gülmekten öldürüyorsun beni" olabilir. Kendimize karşı adil olursak dünyayı da adil bir biçim de yargılayabiliriz. İç diyalogumuzu içtenlikle sürdürürsek zihin ile beden arasında ilişkilerin en önemlisinde- güven inşa edebiliriz.
Gördüğünüz gibi, kendimizi farkında olmadığımız biçimlerde yönetiyoruz. Ancak beden farkına varır ve zorbalıklarımıza fiziksel tehditlere verdiği gibi tepki verir. Toksik düşüncelere bir virüse gösterebileceği tepkiyi gösterir. Saldırıyla mücadele eder ve biz farkına varmasak bile çoğu zaman kaybeder. Kendini yargılama bir saldırıdır, kendini aşağılama, küçümseme de öyle. Kendimize acımak, tasalanmak ya da takıntı yapmak bedene bir saldırıdır.
Herkes seni biliyor, herkes. Ama senin her şeyi bilmemeye daha bir ömür vaktin var. Hadi doya doya bileme. Ya da bilememeye doy, bu daha makul.Değil mi, biraz makul ol. Ağlayarak da olsa biraz makul ol.
Aklım ve hayal gücümden başka hiçbir şeyim yoktu. Aklımın tekinsiz,hayallerin değersiz olduğu bana hissettirilince, bazen ince bazen hoyratça söyleniverince işte o zaman bıçağı çekerdim. Hiçbir şeyi olmayanın tüm tehlikesi ile bir saldırırdım. Çok kan dökerdim ama en fazla kan kaybeden yine ben olurdum.
Gençken ölmeyen ve ömrünün geri kalanını bu ölüyü sürüklemekle geçirmeyen yetişkin olabilir mi?
Gençtim. İstisnasız her gün öldüm. Ölümüm bana sırlandı. Ölümü de ben yıkadım,mezardan da belli etmeden hortladım. Dirilere saygısızlığım bundandır.
"Ben Dumanlı Ayna'yım. Çünkü her birinizde kendimi görüyorum, ama aramızdaki dumanlardan ötürü birbirimizi tanımıyoruz. Duman Rüyadır,siz de rüya gören aynasınız."
Ne taş sana dönüp bakıyor ne deniz ne gök ne mezar taşı ne şu çam ağacı. Herkes seni biliyor,herkes. Ama senin her şeyi bilmemeye daha bir ömür vaktin var. Hadi doya doya bileme. Ya da bilememeye doy,bu daha makul. Değil mi, biraz makul ol. Ağlayarak da olsa biraz makul ol.
...tepede yalnız duran ama kokusunu cömertçe saçan iğdeye ihanet ettin,faydasız bir yiyeceğe, kimsenin duyamayacağı yerdeki kokuya hayret ettin,hayat hayret edileceği yapmaya gayret etmektir,bir iğdeden bunu bile öğrenemedin..