Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Faruk

Kişi bir talihsizliği, entelektüel eksikliğini, hastalığını, bunda önceden belirlenmiş yazgısının, smanışının ya da daha önceden işlediği bir suça verilmiş gizemli bir cezanın görülebileceği bir biçimde yorumluyorsa, böylelikle kendi varlığını ilginç kılar ve düşüncesinde kendini öteki insanların üzerine çıkarır. Gururlu günahkar, tüm dinsel tarikatlarda bilinen bir figürdür.
Sayfa 308
Reklam
Ezilme tehlikesiyle bir arabanın önün den kenara kaçıldığında karşı karşıya kalınır en çok.
Sayfa 303
Alışılageldik olandan uzaklaşan, olağandışının kurbanı olur; alışılageldik olanda kalan, onun kölesi olur. Her halükarda mahvolunur.
Sayfa 300 - *

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gençlik can sıkıcıdır; çünkü gençlikte herhangi bir anlamda üretken olmak olanaklı ya da akıllıca değildir.
Sayfa 298
Açıklanmamış, karanlık bir konu, açıklanmış aydınlık bir konudan daha önemli kabul edilir.
Sayfa 297
Reklam
İnsan bilgisiyle istediği yere kadar uzanabilir, kendine bir o kadar nesnel görünebilir: sonunda kendi biyografisinden başka bir şey değildir hasadı.
Sayfa 293 - *
Uygar ilişkilerde, herkes bir başkasından en azından bir konuda üstün olduğunu hisseder: herkesin, duruma göre yardım edebilecek ve bu yüzden de utanıp sıkılmadan yardım alabilecek biri olmasına dayanır genel iyi niyet.
Sayfa 292
Kendinden hiç söz etmemek, çok seçkin bir ikiyüzlülüktür.
Sayfa 291
Acıyı değil sevinci paylaşmaktır dost kılan.
Sayfa 290
Kişide biri bulunmalı: ya doğası gereği hafif bir bilinç ya da sanat ve bilgi yoluyla hafif letilmiş bir bilinç.
Sayfa 288
Reklam
İnsanlar sahip olmak değil, sadece arzu etmek istemelerinden ve her bireyin, iyi günleri geldiğinde adeta huzursuzluk ve sefalet için dua etmeyi öğrenmesinden dolayı, mutlu bir çağ asla olanaklı değildir. İnsanın yazgısı m u t l u a n l a r a yöneliktir - her yaşamda vardır böyle anlar, - ama mutlu zamanlara değil. Yine de bu zamanlar, insanların hayal gücünde, "dağların ötesi" olarak kalacaktır, ataların mirası olarak; çünkü mutluluk çağı kavramı kadim zamanlardan beri insanın av ve savaş yoluyla şiddetli bir çabadan sonra kendini dinginliğe verdiği, kollarını ve ayaklarını uzatıp, uykunun kanatlarının yakınlarda hışırdadığını duyduğu durumdan alınmıştır. İnsanın, o eski alışkanlık uyarınca, u z u n sıkıntı ve zahmet d ö n e m l e r i n d e n s o n r a d a o mutluluk durumundan, bu durumun yüksekliği ve sürekliliği sonucunda pay alabileceğini düşünmesi yanlış bir çıkarımdır.
Sayfa 271
Eski kültürün tüm geçmişi şiddet, kölelik, hile, yanılgı üzerine inşa edilmiştir; ama biz tüm bu durumların miraslarını, tüm geçmişin iç içe büyümüş köklerini kendi miz için yok ilan edemeyiz ve tek bir parçayı bile çıkartmaya niyetlenemeyiz. Adaletsiz zihniyet mülksüzlerin ruhlarında da vardır, onlar mülk sahiplerinden daha iyi değildirler ve ahlaksal bir ayrıcalıkları yoktur, çünkü onların atalan da bir tarihte mülk sahibiydi. Şiddet yoluyla yeni payiaştırmalar değil, zihniyetin yavaş yavaş yeniden yaratılması gerekiyor, adalet herkeste daha büyük, şiddet içgüdüsü herkeste daha zayıf olmalı.
Sayfa 263
Alışılmış ne varsa, gitgide daha sağlamlaşan bir örümcek ağı örer etrafımıza; çok geçmeden de ipierin kalın sicimiere dönüştüğünü ve ortada da, kendini buraya tutsak etmiş ve kendi kanını emınesi gereken örümcek olarak kendimizin durduğunu fark ederiz. Bu yüzden özgür tinli, tüm alışkanlıklardan ve kurallardan, kalıcı ve kesin olan her şeyden nefret eder, bu yüzden hep yeniden acıyla parçalar etrafındaki ağı: bunun sonucunda irili ufaklı sayısız yara yüzünden acı çekecek olduğu halde - çünkü o ipleri k e n d i n d e n , kendi bedeninden, kendi ruhundan koparması gerekir.
Sayfa 250
...insanlar kendilerini çevreleyen en yakın şey hakkında artık düşünmez, ona sadece katlanırlar.
Sayfa 247
Evlilik yirmili yaşlarda gerekli, otuzlu yaşlarda ise yararlı ama gerekli olmayan bir kurumdur: yaşamın sonraki yıllarında ise genellikle zararlıdır ve erkeğin tinsel gerileyişini hızlandırır.
Sayfa 246
11,2bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.