Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Prima Vera

Prima Vera
@PrimaVera_s
Çok okur, çok yazar, inceler, araştırır, gezer, izler, dinler....
"Müşahedat" Ahmet Mithat Efendi tarafından yazılan roman Yazıldığı dönem açısından düşünülünce oldukça farklı bir tarzı vardır. (Deneysel bir roman) Türk Edebiyatının ilk doğalcı romanıdır.
Reklam
Leyla Erbil
"Çünkü bekleyişin süslü bir imparatorluğu vardır. Umut silinene kadar güçlü bir direnişle dikilirsin tahtında.”
Edip Cansever
"özlem ki bir başkasının özlemine tutkunluksa, bir yerde hep aynı şeyi özlüyoruz"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zuhuri Danışman 'ın 1960 yılında basılmış olan bu kitabını okumaya başladım. Yalnız kitap eklemek istediğimde ne yazık ki karşıma çıkmadı. O nedenle kendi çektiğim görseli eklemem gerekti. Kitaptan alıntılar da yapamayacağım büyük bir ihtimalle. Ama altta yorum kısmına eski kitapları sevenler için kısa kısa ekleme yapmaya çalışacağım.
Neden terkeder insanlar evlerini, köylerini , yuvalarını... Kapısını kapatıp gittiklerinde ne hissederler, dönüp o kapıları yeniden açamayacaklarını hesap etmezler mi? Kırık bir kapı, yırtık bir perde, dökülmüş duvarlar beklemezler mi onları.?
Reklam
Kendi kalemimden
Çöpe dönüyor zaman, Kendisi gibi pis bir kovanın içinde üstelik... Üzerine sinekler üşüşmüş kokuyor hiç durmadan..
Kendi kalemimden
Hem büyük bir kalabalık içerisinde kendimizi sıradanlaşmaktan korumaya çalışıyoruz, hem de yorucu onca insanın cümlelerine eşlik edip oyalanmaya çalışıyoruz. Farkında değiliz, aslında sadece zaman kaybediyoruz...
Kendi kalemimden
Bu duvarın önünde öldürülmüş dediler, saatlerce onun ölümüne ve o yığılıp kaldığı duvarın eski, dökük, harabe haline ağladım. Ellerimi gezdirdim üzerinde. Ölüsünü görmeme, son defa öpmeme, saçlarına dokunmama izin vermemişlerdi. Ne acı ki ona nefretsiz dokunan son şey bu duvardı ve ölümün yakaladığı, ölmeden son defa sırtını dayadığı taş yığınına dokunurak içimde beni kavuran hasreti söndürmeye çabalıyordum şimdi...
Tarkovski
" Karşılıklı anlayış olmaksızın kendini ifade etme çabası, anlamsızdır.”
W. Shakespeare'e ait olduğu söylenen el yazması... (1600'ler)
Reklam
Kendi kalemimden
Şu yokuşun arkasında iğde ağaçlarının olduğu arsadaki tek katlı gecekonduyu anımsıyorsun değil mi? Hani yavru bir köpek bulmuştuk ve o evde herkesten gizli besliyorduk, eski kazaklardan ona yatak yapmıştık. Neydi o köpeğin ismi, Üzüm evet hatırladım… Biliyor musun, Üzümle o bahçede çamurların içinde oynadığımızda yaşadığımız sevinci alıp koydum ben bir kenara, yine öyle sevinmek istediğimde, o günlere dönüyorum, senin saçlarının ucundan sarkan o kurumuş çamurları, yüzünde sadece görünür olabilen gözlerini, burnun akınca içinden çıkan kumları anımsıyorum. Gülüyorum yine ilk defa görmüş gibi….