Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

GEZGİN RUH

Nitekim Milli Mücadele'nin sona ermesiyle Halk Fırkası'nın kurulması, Türkiye'nin medeniyete kavuşturulması hususunda birinci derecede müessir olmaya başlamıştır.
Reklam
Üç buçuk senede işgal edebildikleri Anadolu topraklarından Türk ordusu tarafından iki hafta içinde sökülüp atılmışlardır.
tarihte ilk kez türkler, kendi isimlerini taşıyan ve milletçe yapılan çetin bir mücadele sonucunda ve belki de en hazini iki buçuk milyon şehit verdikten sonra kendi devletlerini yeniden kurmayı başarmışlardır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Halk,ordu ve milliyetçi idarecilerin işbirliğinden meydana gelen Milli Mücadele, Türkiye tarihinde ilk defa yeni bir siyasi ve sosyal gelişimin örneğini ortaya koymuştur.
Aydın'da bulunan 57. Fıkra kumandanı Şefik Bey, Harbiye Nezaretine bir rapor göndererek Yunanlara karşı koyacak Kuva-yı Milliye birlikleri oluşturulmasını teklif etmiştir. Kuva-yı Milliye tabiri ilk defa burada kullanılmıştır. Böylece ilk derli toplu cephe Aydın' da kurulmuş oluyordu.
Reklam
Beyannamede ve kongre esnasında sık sık kullanılan "millet" ve "milli" tabirlerine gelince bunların din, dil, tarih, soy ve mukadderat birliği ile birbirine bağlı olan bir topluluğu ifade ettiği açıkça anlaşılmaktadır.
Telgraf memurlarının da Millî Kurtuluş Savaşı’na büyük katkıları olmuştur.
halk, ordu ve milliyetçi idarecilerin işbirliğinden meydana gelen milli mücadele, türkiye tarihinde ilk defa yeni bir siyasi ve sosyal gelişimin örneğini ortaya koymuştur
Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışının ve Milli Mücadele'yi başlatmasının sebepleri arasında Yunanistan'ın emperyalist emellerine durdurma gayesi de vardı.
Anadolu ve Rumeli'de bulunan Osmanlı toplumunun modern anlamda bir Türk toplumu şeklini alması 18. yüzyılda başlamıştır. Milyonlarca Müslüman'ın Rumeli'den, Kafkasya'dan, Akdeniz adalarından Osmanlı topraklarına göç etmeleri ile ülkede yeni topluluklar oluşmuştur. Bu ise toplum hayatında köklü bir yapı değişikliğine sebebiyet vermiştir.
Reklam
İttihat ve Terakki, 1913'ten sonra tam anlamıyla hâkim olduğu iktidar sayesinde mutlakiyetçi devlet fikrinin daha köklü bir şekilde yerleşmesini sağlamıştır.
Osmanlı devrinde idarenin, ilim ve irfan sahiplerinin, basının ve modern edebiyatın (yabancılaşma konusunda bazı olumsuz etkilerine rağmen) Türkçeyi kullanmaları, Osmanlı cemiyetinin Türk karakterli milli bir toplum hâlini almasında birinci derecede etkili olmuştur.
Dil elle tutulur, gözle görülür, kulakla işitilir milli varlığın en somut ifadesidir.
İttihatçılar ilk defa olarak yerli sermayenin sınai teşebbüsleri yatırılmasını desteklemek için kanunlar çıkartmışlardır.
Dil milliyetçiliğinin en önemli temsilcisi Selanik'te Ömer Seyfeddin'in çıkardığı Genç Kalemler dergisidir.
2.089 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.